Haftanın seçkin maddesi |
Hidroklorik asit, hidrojen ve klor elementlerinden oluşan, oda sıcaklığı ve normal basınçta sıvı hâlinde bulunan kimyasal bir bileşik. Halk arasında tuz ruhu olarak da bilinir. 9. yüzyılda simyacı Ebu Musa Câbir bin Hayyan tarafından keşfedildi ve sonrasında simya alanında kullanıldı. Sanayi Devrimi sırasında, sanayideki önemi keşfedilen asit, önce Leblanc işlemi, sonrasında Solvay işlemi ile sanayi alanında üretilmeye başladı. Hidroklorik asit, tarihte yeni kolaylıkların keşfinde önemli roller üstlendi. Günümüzde PVC'den demir-çeliğe, organik madde üretiminden gıda sektörüne kadar hemen hemen tüm alanlarda hidroklorik asit kullanılmaktadır. Hidroklorik asit, sağladığı kolaylıkların yanında, zehirli bir maddedir ve insan dokuları başta olmak üzere çoğu yüzeye büyük tahribat verir. Bu nedenle bu asit ile çalışılırken güvenlik önlemleri en üst düzeyde tutulmalıdır. Asit, toksik olmasının yanında, gözler ve deri için tahriş edicidir, deride yanıklara neden olmaktadır ve solunum sistemi için tahriş edici özellik taşımaktadır. Hidrojen klorür, normal koşullarda −27,32 °C'de erir, 110 °C'de kaynar. Hidroklorik asidi elde edebilmek için öncelikle hidrojen klorür gazınının elde edilmesi gerekir. (Devamı...) |
|
Günün maddeleri |
Marko Manastırı, (Makedonca ve Sırpça: Марков Манастир /Markov Manastir) Makedonya'da Üsküp şehrinin güneybatısında yaklaşık 18 km uzaklıktaki Markova Sušica köyünde bulunan bir manastırdır. Manastırın inşasına Sırp Kral Vukašin önderliğinde 1345 yılında başlanmış olsa da, içindeki freskler dönemde yaşanan Osmanlı akınları ve iç karışıklıklar nedeniyle oğlu Prens Marko tarafından yaklaşık 30 yıl sonra ancak tamamlanabilmiştir. Manastırın Katholikon'u Aziz Demetrius kilisesidir ve bu kilise manastır kompleksinin merkezini oluştur.
Kuruluşundan bu yana aktifliğini sürdüren manastır, dışında, öğrencilerin konaklayabileceği odalar, çan kulesi, kuyu, değirmen, fırın ve depolara da sahiptir. Marko Manastırı neredeyse zarar görmeden günümüze ulaşabilmiştir. 1467-1468 yıllarında kayıtlara geçtiğine göre Osmanlı döneminde manastırda yaklaşık 20 keşiş bulunmaktaydı. Aziz Demetrius'a adanmış kilise Yunan haçı planlıdır ve üzeri merkezi kubbe ile örtülmektedir. Yapı, her ne kadar Sırp İmparatorluğu döneminde inşa edilmişse de, Ortodoks geleneğini takip eden freskleri ve mimarisi nedeniyle Bizans mimarisi ve sanatı altında değerlendirilir. Kilise alanı 10 x 16 metre ve kubbenin yüksekliği yaklaşık 16 metre civarındadır. Üsküp yakınında bulunan kiliselerin gösterdiği benzer özellikler, özellikle de Kubbe'nin tambur üzerine oturtuluşu nedeniyle Slobodan Ćurčić tarafından bu kilise türü "Skopian Paradigm“ olarak tanımlanmıştır. Kilise narteksi gün ışığı almayan kör bir kubbeye sahiptir. Narteks, Naos'tan tribelon olarak da adlandırılan iki sütun ile ayrılır. Bu durum narteksi ayrı bir bölme yapmaktan çok Naos'un bir uzantısı görüntüsüne sokmuştur. Zira duvarlarda bulunan freskler bir uyum içindedir ve konu olarak narteks ve naos arasında farklılık göstermezler. Oktogonal bir tambur üzerinde yükselen kubbe dört adet uzun sütun tarafından taşınır. Bu sütunlar tribelonu oluşturan sütunlardan daha uzunlardır. Kiliseye gerek batıdan gerekse güney cepheden giriş yapılabilir. Batı girişinin önünde Osmanlı döneminde inşa edilmiş bir Exonarteks bulunur. Güney girişinin önünde ise günümüzde artık var olmayan bir yapının kalıntıları bulunur. Bu yapının bir vaftizhane ya da Marko'nun babası Vukasin adına inşa ettirmiş olabileceği Pareklesion olabileceği yönünde çeşitli iddialar vardır.Devamı...
|
|
|
Günün seçkin resmi |
|
|
|
Katrina kasırgasında sel altında kalan I-10/I-610/West End Bulvarlarının kesiştiği kavşak, kuzeybatı New Orleans ve Metairie, Louisiana, 29 Ağustos 2005 |
Üreten : AP Photo/U.S. Coast Guard, Petty Officer 2nd Class Kyle Niemi
|
|
|
Tarihte bugün |
Olaylar
![Otoportre, 1887](//web.archive.org./web/20161224023818im_/https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/38/VanGogh_1887_Selbstbildnis.jpg/100px-VanGogh_1887_Selbstbildnis.jpg)
- 1872 - Vefa Lisesinde eğitime başlandı.
- 1876 - I. Meşrutiyet, II. Abdülhamit'in hattı hümayunuyla ilan edildi. I. Meşrutiyet 13 Şubat 1878'de sona erse de, ülkede parlamento düşüncesini doğurdu.
- 1888 - Ağır depresyon geçiren ressam Vincent van Gogh kulağını kesti.
- 1928 - Şair Nazım Hikmet 3 yıl 3 ay hapse mahkûm oldu.
- 1930 - Menemen'deki ayaklanmada, yedek subay öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay, Cumhuriyet karşıtlarınca öldürüldü.
- 1930 - Türkiye ile Yunanistan arasında, nüfus mübadelesi gerçekleştirildi.
- 1967 - Fransız düşünür François-Noël Babeuf'ün Devrim Yazıları adlı eserinin Türkçe'ye çevrilmesi kovuşturmaya uğramış ve kitap toplatılmıştı. Bu durumu protesto etmekten yargılanan aydınlar beraat etti. Yargılanan aydınlardan bazıları: Yaşar Kemal, Melih Cevdet Anday, Demir Özlü, Şükran Kurdakul, Edip Cansever, Arif Damar, Memet Fuat, Hüsamettin Bozok, Sabri Altınel'di.
- 1979 - Sovyetler Afganistan'ı işgal etti.
- 1979 - Türk Hava Yolları'nın Trabzon adlı uçağı Samsun-Ankara seferini yaparken yoğun sis nedeniyle düştü; 39 kişi öldü.
- 1990 - Yugoslavya'nın üç cumhuriyetinden biri olan Slovenya'da referandum yapıldı; halk bağımsızlık kararı aldı.
Doğumlar
Ölümler
Daha fazlası...
|
|