New York City Indymedia New York City Hukuk Dairesi'nden gelen mahkeme celbi nedeniyle Birleşik Devletler Bölge Mahkemesi'ne hitaben bir cevap yayınladı. Mahkeme celbi, New York Indymedia'nın haber raporlarını, e-postalarını, iç yazışmalarını, Dünya Ekonomik Forumu'yla (WEF) ilgili tüm web sayfalarını ve daha sayısız bilgi talep ediyordu.
New York Indymedia yayınladığı cevapta, taleplerin habercilerin ABD yapılanmasının Anayasasının 1. maddesiyle garanti altına alınan haklarını ihlal edeceği detaylıca açıklandı. New York Indymedia'nın gazetesi The Indypendent'ın editörü Arun Gupta'nın konuyla ilgili bir sorusu şöyle: "Neden New York Times'ın Dünya Ekonomik Forumuyla ilgili bütün yazılarını ve e-postalarını istemiyorlar?"
2004 Ağustos'undan yana ABD hukuk organlarının Indymedia - Bağımsız Basın Merkezi hakkında açıkladıkları dördüncü mahkeme celbiydi bu. Dört mahkeme celbinden üçü New York Indymedia hakkındaydı. Allied Media Projects yöneticisi Joshua Breitbart "Bir kaç ay içerisinde dört yasal müdahale her örgütlenme için fazladır, ama özellikle de bu bir haber yayınıysa. Bu bir taciz örneğidir." dedi.
New York City Indymedia, tüm dünyada 150 bürosuyla yayın yapan Indymedia ağının bir parçası. Her büro web siteleri, gazeteler, radyo ve televizyon yoluyla haberlerini ve yorumlarını yayan yerel yayıncılar ve gönüllülerden oluşmaktadır. Indymedia web sitelerinde yurttaş katılımını teşvik eden açık yayıncılık haber alanları vardır.
[ New York City Indymedia ]
haberin tümü
ABD'li bir toplumsal eylemci ve İngiltere'de Ulusal Gazeteciler Federasyonu (Britain's National Union of Journalists) üyesi olan Kelly Minio-Paluello (23) 14 aralık 2004 Salı günü işgal altındaki Filistin topraklarında, Ramallah yakınlarında duvara karşı gerçekleştirilen barışçı bir eylemi kamerasıyla görüntülerken İsrail Sınır Polisi tarafından hunharca gözaltına alındı ve sınırdışı edilmek üzere Hedera tutukevine götürüldü. Kendisine haklarının ne olduğu, ne sebeple gözaltına alındığı ve neden sınırdışı edileceği hakkında hiçbir bilgi verilmedi.
2004 yılının başlarında Kelly ve ortağı Mika Balat Mülteci Kampındaki günlük hayatı belgeleyen bir film çektiler. Kelly gözaltına alındığında, Filistinlilere kendi yaşanmışlıklarını belgeleyebilmeleri için video ekipmanlarını kullanmak konusunda eğitmek amacıyla Balat'a geri dönmüşlerdi. Kelly'nin İsrail polisi tarafından dövülen bir Filistinliyi görüntülerken gözaltına alınmasından bir hafta önce de, Filistin topraklarında bulunan 703 kontrol noktasından birinde Filistinli başkan adayı Mustafa Barghouti İsrail askerlerinin saldırısına uğramıştı. [ haber | ses | video ]
Kelly ve Mika'nın Indymedia haberleri:
[ Cambridge Indymedia: [ 1 | 2 | 3 | 4 | 5 ] | 2003 sonlarında Nablus'un işgali [ 1 | 2 | 3 ] Madison Indymedia [ 1 | 2 ] | Balat Mülteci Kampı | Kelly ile cezaevinden sesli röportaj (mp3) | İngiltere Indymedia için Bil’in'den eylem haberi | Film: The sun doesn't shine in the camp ]
haberin tümü
Bir belçika mahkemesi, 15 Aralık 2004 Çarşamba günü, Antwerp'e doğru hareket eden bir treni durdurdukları için 11 eylemciyi suçlu buldu. Tren Almanya yönünden, Irak'taki ABD askerlerine askeri teçhizat taşıyordu. Forum voor Vredesactie eylemi desteklediğini açıkladı.
Mahkeme sanıklardan ikisine 500'er euro para cezasına ve üç ay hapis cezası verdi. Diğer dokuz sanık ise birer ay hapis cezası aldılar. Fakat bütün cezalar üç yıllık şartlı tahliyeyle ertelendi. Eğer önümüzdeki üç yıl içerisinde herhangi bir suç işlemezlerse cezaları ortadan kalkacak.
26 Şubat 2004'de Antwerp yakınlarında Melsele'de trenin yolunu kesmek amacıyla bir yol sinyalini kapattılar ve makiniste treni durdurma sinyali vermek için bazı kırmızı ışık spotları kullandılar. Trenin durmasının ardından iki eylemci lokomotife, diğer iki eylemci bir tren vagonuna ve bir eylemci de tren vagonunda bulunan bir askeri cipe kendilerini zincirlediler. Savaş hazırlıklarını durdurmak için kendi hayatlarını tehlikeye attılar. Şiddetsiz bir eylem gerçekleştirdiler.
[ Haberler: [ 1 | 2 | 3 ] | Fotoğraflar | Video | daha önceki haberler: [ 1 | 2 | 3 | 4 ] | Forum voor Vredesactie | Belçika Indymedia ]
haberin tümü
Avustralya Greenpeace, 26 Kasım 2004'de açıkladığı "Sırlar, yalanlar ve Uranyum Zenginleştirme" adlı raporla (pdf) Sydney'de bulunan Avustralya'nın tek nükleer reaktörü Lucas Heights'da 30 yıldan bu yana sürdürülen gizli nükleer araştırmaları açıkladı.
Silex lazer uranyum zenginleştirme projesinde ABD muhtelif dönemlerde maddi destek sağladı ve bunu da ABD-Avustralya karşılıklı anlaşması üzerinden, projeyi 'gizli veri' olarak gözden uzak tutarak yaptı. Avustralya hükümetlerinin tümü uranyum zenginleştirme konusundaki nükleer araştırmaları destekledi. Silex projesi vergi mükelleflerinin ödedikleri paralarla gerçekleştirildi ve risk altında yaşadıklarını bilmeyen yerel halkın haklarını çiğnedi.
2002'de 46 anti-nükleer eylemci Avustralya'daki nükleer materyallerin güvenlikte olmadığını ispat etmek için Lucas Heights reaktörünün güvenliğinde bir gedik açmıştı. Geçen yıl da Willie Brigitte adındaki zanlının Lucas Heights nükleer reaktörünü havaya uçurmayı planladığı iddia edilmişti.
Avustralya'nın gizli nükleer zenginleştimre projesi ABD ve Avustralya devletlerinin nükleer araştırmalarda sıkı ilişkiler içinde olduklarını belgeliyor. Belki de bu yüzden Dışişleri Bakanı Alexander Downer'ı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının başına getirmeyi önerdiler. İran'a nükleer çalışmalarını durudurması için baskı yapan Avustralya devletinin, kendisinin bu çalışmaları gizlice sürdürdüğünün ortaya çıkması da komik bir durum yarattı. Community Radio'dan
Victor Sobral
konuyla ilgili olarak Greenpeace Nükleer Kampanyasından
James Courtney ile bir röportaj yaptı.
[ Avustralya anti-nükleer haritası | Greenpeace röportajı | Green peace raporu (pdf) | Melbourne Indymedia ]
haberin tümü
2 Aralık 2004'de Birleşik Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi, Uluslararası Af Örgütünün de savunduğu, Amerikalı bir gazeteci ve insan hakları eylemcisi olan Lori Berenson'ın aldığı cezayı onayladı. Lori şu anda Tupac Amaru Devrimci Hareketi'yle (Movimiento Revolucionario Tupac Amaru) işbirliğinde bulunduğu iddiasıyla Peru'da 20 yıllık hapis cezasını çekiyor.
Mahkeme bu kararla, Birleşik Amerikan İnsan Hakları Komisyonunun (Inter-American Commission on Human Rights) 2 Nisan 2002'de oybirliği ile aldığı kararlarında tam tersi bir yönelim sergiledi. Bu kararlarda Lori'nin davası esnaısında haklarının çiğnendiği, Amerikan İnsan Hakları Konvansiyonunun gerektirdiği haklara derhal kavuşması gerektiği, o ana kadar haketmeden yaşadıkları için kendisine tazminat ödenmesi gerektiği ve Peru'nun anti-terör yasalarının Amerikan İnsan Hakları Konvansiyonuna uygun hale getirilmesi gerektiği açıklanmıştı. Aslında mahkemenin son kararı, Peru'yu temsil eden geçici yargıç Monroy Galvez'in de Lori'nin serbest bırakılması için çağrı yaptığı, aynı mahkemenin 10 Kasım 2004'de açıkladığı ön kararlarla da çelişkili bir durum sergiliyor. Önceki iki hafta içinde Perulu devlet yetkililerinin yoğun lobi çalışmaları da bu kararı etkiledi ve insan hakları konusunda uluslararası standartlara yönelik bir baskı oluşturması da beklenmiyor.
[ Indymedia Peru | Lori Berenson'a Özgürlük Komitesi ]
haberin tümü
12 Aralık 2004 Pazar günü yargıçlar nihayet karar verdiler: Cenova G8 zirvesinde Diaz okuluna yapılan saldırıya katılan 28 polis yargılanacak. 21 Haziran 2001 Perşembe gecesi 93 kişi polis şiddetine maruz kaldı ve gözaltına alındı. Bu olay esnasında basın merkezinin ve yasal takımın bilgisayarları tahrip edildi ve yasal hiçbir gerekçe olmaksızın önemli verilerin saklandığı sabit disklere el konuldu. Saldırıya karışan polisler şiddet, hakaret ve yalancı şahitlikle suçlanıyorlar.
Hazırlık tahkikatı nihayet sona erdi. Kanıtlarla ikna olan yargıçlar davaya devam kararı aldı. Dava 6 Nisan 2005'de başlayacak ve halen görevlerine devam eden üst düzey polis yetkilieri de dahil 28 polis yargılanacak. Cenova Yasal Forumu ve İtalya Indymedia, avukatların savlarını desteklemek için eksiksiz bir veritabanı hazırlamak için çalışıyorlar.
[ İtalya Indymedia ]
haberin tümü
Devlet F tipi hapishaneleri gündeme getirmeden önce ne hikmetse "Devlet" medyası hergün hapishanelerin örgüt üssü haline geldiğine dair haberler yayınlamaya başladı. Devlet bu haberlere karşılık sorunun "modern hapishaneler"le çözüleceğinden söz ediyor, tecrit, izolasyon sözcüklerini hiç kullanmıyordu. Bu güçlerin ne yapmak istediğinin farkında olan tutsaklar sorunlarını duyurmaya çalıştıkça, "medya"nın başka bir taaruzu altında kalıyorlardı. Devlet tutsak ettiği insanların seslerini duymuyor, medya desteğiyle de uzlaşılmaz bir tutum takınıyordu. Tutsaklar üzerinde yeni bir oyun oynanmaya başlanmıştı; tutsakların buna cevabı 20 Ekim 2000'de geldi: izolasyon ve tecrite karşı direnişe, ölüm orucuna başladılar.
Ölüm orucunun 59. günüydü, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ''Devletin insanların gözgöre göre ölüme sevkedilmesine seyirci kalmasının düşünülemeyeceği, bu nedenle 20 cezaevinde bir müdahale kaçınılmaz olduğu ve müdahalenin amacının insanların hayatını kurtarmak oldugu'' sözleriyle açıklıyordu adı "hayata dönüş" operasyonu olan ve sözde açlık grevlerini bitirmek için yapıldığı söylenen operasyonu. 19 - 22 Aralık 2001 tarihleri arasında 20 hapishaneye düzenlenen operasyonlar sonucunda 28 tutsak öldürüldü, yüzlercesi ise yaralandı. Yaralılar da dahil olmak üzere devlet devrimci tutsakları işkenceden geçirerek F tipi hapishanelere nakletti. Adı hayata dönüş olan ve sözde insan hayatını savunmak için yapıldığı söylenen operasyon tam bir katliama dönüşüyordu.
20 Ekim 2000'de başlayan 19 Aralık katliamı ile yokedilmek istenen tecrite karşı direnişde 117 insan yaşamını yitirdi, 600'den fazla insan sakat kaldı. 19 Aralık katliamı, sadece devrimcilere degil, toplumun tüm kesimlerine açık bir mesaj vermek için düzenlenen bir operasyondu, ama yaşanan 4 yıllık süreç özgürlüğün ve direnişin duvarlar ardında hapsedilemeyeceğini bir kez daha gösterdi.
haberin tümü
Yüzleşiyoruz Kampanyası'nın
ilk eylemi olan mayın karşıtı eylem bugün İstiklal Caddesinin Taksim girişinde
anarşistler, antimilitaristler, antiotoriterler,
barış aktivistleri, cinsel ayrımcılığa ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşı
aktivistler, insan hakları savunucuları, vicdani retçiler, savaş karşıtları ve
total retçilerin katılımıyla yapıldı. Eylemde "Hiç kimsenin askeri olmayacağız" pankartı,
yüzleşiyoruz kampanyasının logosunun ve mayınların neden olduğu ölüm haberlerinin
yer aldığı dövizler taşındı. Kampanya broşürü ve basın bildirisi dağıtıldı. Cadde
girişine yerleştirilen mayın maketlerinin ardından basın açıklaması okundu. Basın
açıklamasının ardından mayınlara neden karşı olunduğu üzerine megafondan açıklama
yapılırken yoldan geçenler "dikkat mayın" diye uyarıldı. Eylem sırasında "bomba
değil lokma" sloganıyla da lokma dağıtıldı. Tramvay vatmanı tramvay yoluna
döşenen mayınlar polisler tarafından temizlenene dek hareket etmeyi reddetti.
Eylem "reddet diren hayır de, askere gitme" sloganının ardından İstiklal
Caddesinin mayınlardan temizlenmesiyle sona erdi.
Yapılan eylem Yüzleşiyoruz
Kampanyası'nın ilk eylemiydi. Kampanya
süresince her hafta farklı bir yerde, farklı bir eylem gerçekleştirilecek.
Altı ay sürecek olan kampanya, ülkede yaklaşık 30 yıldır süren iç savaşın yarattığı
ve göz ardı edilen travmaları ve sorunları, bu durumun uzağında habersiz biçimde
yaşayan insanlara taşıma amacını güdüyor.
haberin tümü
22 Kasımda Mardin Valiliği yayınladığı bir açıklamayla Mardin Kızıltepe Turgut
Özal Mahalalesinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında çatışma çıktığını
ve bu çatışma sonucunda 2 kişinin silahlarıyla birlikte öldürüldüğü söylüyordu.
Valiliğe göre 155 Polis imdat telefonuna gelen bir ihbar üzerine bölgeye oprerasyon
düzenlenmiş ve dur ihtarına uymayan 2 kişi çıkan çatışma sonucunda öldürülmüştü.
Valilik açıklaması çerçevesinde olay haber ajanslarından duyurulmaya başlandı.
Ölen teröristler İskenderuna gitmek için kamyonunu hazırlayan 31 yaşındaki
Ahmet Kaymaz ve ona yardım eden ilköğretim öğrencisi 12 yaşındaki
oğlu Uğur Kaymazdı. Ahmet Kaymazın vücudumda 8, Uğur Kaymazın vücudunda
ise 13 kurşun yarası vardı. Uğur Kaymazın annesi olayı şöyle anlatıyordu: "Eşim
Ahmet şofördü. Ertesi gün yola gideceği için hazırlık yapmak istedi. Kamyona,
battaniye, yastık koymak için dışarı çıktı. Uğur da babasına yardım ediyordu.
Ayaklarında terlikleri vardı yavrumun. Bir anda silah sesleri duyunca dışarı
fırladım. Polisin biri, yavrumun kafasını yere doğru eğmiş ateş ediyordu. Ne
istediler bizden. El kadar çocuğu terörist diye tanıtmaya çalışıyorlar."
haberin tümü
4 Kasım'da polis Paraguay'ın San Pedro bölgesinde tarlaları işgal etmiş köylüleri vahşice bölgeden çıkarttı [ fotoğraflar ]. 55 yaşındaki Aurelio Espinosa adlı köylü öldürüldü, 30 köylü tutuklandı. Benzeri çatışmalar ülkenin değişik bölgelerinde de yaşandı. Köylüler ve aileleri, gönderildikleri hapishanelerde insanlık dışı koşullarla ve uygulamalarla karşılaştılar.
Paraguay devleti, genetik olarak değiştirilmiş tohumlar üretecek monokültür projesini uygulamak için, sadece üç yıl içerisinde 100.000'den fazla köylüyü topraklarından attı. Paraguay'da topraksız köylülerin ve ailelerin sayısı 400.000'i geçmiş durumda ve bu sayı her geçen gün artıyor. Hükümet Başkanı Nicanor Duata'da köylülere toprak sözü vermişti ama bunu gerçekleştirmeyerek diğer başkanların izinden gidiyor. Duata, 13 milyon hektar toprağın kanunsuz yollardan alındığını ve bu toprakların %90'ının Paraguay nüfusunun sadece %2'sini oluşturan bir kesimin elinde olduğunu açıklmak durumunda kaldı.
Yaşam ve Otonomi Mücadelesi Ulusal Cephesi gerçek bir tarım reformu düzenlemesi, topraklara el konulmasını sağlayan sistemin durdurulması ve tarım alanlarında bölgesel kalkınma konularında kararlı. Topraksız köylüler sürekli olarak polis tarafından tehdit ediliyor. Devlet köylüleri topraklarından çıkartmak için polisi kullanılıyor. Büyük toprak ağaları da topraklarını kurşunlarla ve cinayetlerle koruyacaklarını belirterek, halkı silahlı kabadayılarını kullanmakla tehdit ediyorlar..
Ulusal Cephe 17 Kasım'da tüm ülkede harekete geçip, ana yolları trafiğe kapatacak bir genel grev çağrısı yaptı. Ordu birlikleri de büyük çiftlikleri ve toprak ağalarını korumak için konumlanmaya başladı.
[ Indymedia
Uruguay | Red
Rural ] haberin tümü
Istanbul-bbm [ sayfabaşı ]
|