DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Sri Lanka
Yazıcıya hazırla
SEP, Sri Lankada Lübnana yönelik ABD-İsrail saldırısına karşı yürüdü
Muhabirlerimiz bildiriyor
21 Ağustos 2006
İngilizceden çeviri (10 Ağustos 2006)
Sri Lankadaki Sosyalist Eşitlik Partisi Kolomboda, 8 Ağustos tarihinde, Lübnana yönelik ABD-İsrail askeri saldırısına karşı bir yürüyüş ve halka açık bir toplantı düzenledi. Başkentte yapılan yürüyüş Sri Lanka ordusu ile Sri Lankanın doğusundaki Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları (LTTE) arasındaki çatışmaların şiddetlenmesi nedeniyle gergin bir atmosferde gerçekleştirildi. Yürüyüş sırasında Kolombonun güneyinde patlayan bir bomba iki kişinin ölümüne ve altı kişinin ağır biçimde yaralanmasına yol açtı.
Hafta içi bir günde, öğleden sonra saat 3te başlayan yürüyüşe yaklaşık olarak 100 SEP üyesi ve taraftarı, işçiler, öğrenciler ve gençler katıldı. Gösteriye katılanların taşıdıkları pankartlarda ve dövizlerde şu sloganlar yer alıyordu: "İsrail ordusu Lübnandan dışarı", "Lübnandaki ABD-İsrail işgalini durdur", "Ortadoğuda birleşik sosyalist bir cumhuriyet için mücadele et", "İran ve Suriyeye karşı savaş hazırlıklarını durdur", "Kuzeyden ve doğudan Sri Lanka askerleri geri çekilsin", "SEPi inşa et" ve "Dördüncü Enternasyonalin Uluslararası Komitesini inşa et".
SEP üyeleri yürüyüş boyunca DSWS yazı kurulunun Lübnan savaşı üzerine yayımlamış olduğu bildirilerin yüzlerce Singalaca ve Tamilce kopyasını dağıttılar. Kolombo Belediye Binası yakınlarındaki Lipton Meydanında yapılan yarım saat süreli miting binlerce emekçinin dikkatini çekti.
Yürüyüşün sonunda SEPin Kolombo Halk Kütüphanesi Toplantı Salonundaki toplantısına 150den fazla insan katıldı. Toplantıya başkanlık eden, SEP siyasi komitesi ve DSWS Uluslararası Yazı Kurulu (UYK) üyesi K. Ratnayake yürüyüşün ve toplantının amacının sadece ABD-İsrailin Lübnanı işgal etmesini kınamak olmadığını açıkladı. Ratnayake, "Amacımız emekçilere siyasi bir perspektif sunmak," dedi. DSWS tarafından yayınlanan makalelerde İsrail ve ABDnin yağmacı savaş hedeflerinin kesintisiz bir biçimde tahlil edilmekte olduğuna dikkat çekti.
Ratnayake, uzun yıllardır Filistin Dayanışma Örgütünün başkanı olan ve kendisini sürekli olarak "Arap halkının dostu" olarak adlandıran Sri Lanka Devlet Başkanı Mahinda Rajapaksenin Lübnan savaşı konusunda veya İsrailin Gazze Şeridine ve Batı Şeriaya yaptığı vahşice saldırılara karşı tek bir demeç dahi vermediğine işaret etti. Ratnayake, "Onun başlıca kaygısı burada LTTEye karşı yürüttüğü sözde teröre karşı savaşta ABDnin yardımını alabilmek," dedi.
SEP siyasi komite üyesi Vilani Peiris, Güney Asyadaki hükümetlerin Lübnanda sıkışıp kalmış olan, Sri Lankadan, Hindistandan, Pakistandan ve Bangladeşten on binlerce göçmen işçinin içinde bulunduğu zor durum karşısında sergiledikleri duyarsızlığı teşhir etti. Çalışma Bakanı Athavuda Seneviratna, Sri Lanka devlet televizyonunda 93.000 Sri Lankalı işçiden sadece 4.000 tanesinin tahliye edildiğini itiraf etti. "Bu işçilerin Sri Lanka için temel bir döviz kaynağı oluşturduklarını vurgulayarak, bu insanların hepsini geri getirmeye istekli olmadığını açıkça ifade etti. Oraya ilave olarak 400.000 Sri Lankalı işçi göndermeyi planladığını belirtti."
SEPin bir diğer siyasi komite üyesi M. Thevarajah, İsrailin, ABDnin verdiği tam destekle yürüttüğü savaşın, ABDnin önderliğinde Afganistana ve Iraka yapılan askeri saldırıların bir devamı olduğunu anlattı. Aynı zamanda Rajapaksenin savaş karşısındaki suskunluğu ile kendi hükümetinin Sri Lankanın doğusunda yürüttüğü askeri saldırı arasındaki bağlantıya işaret etti. "Rajapakse bu savaşa karşı çıkamaz, çünkü hükümeti Muttur ve Sampur bölgelerinde, tıpkı İsrailin Lübnanda yaptığı gibi, masum Tamil ve Müslüman insanları bombalamak için İsrail yapısı Kfir savaş uçaklarını kullanıyor."
SEP genel sekreteri ve UYK üyesi Wije Dias, Lübnandaki savaşın ABDnin dünya egemenliğini ele geçirme çabasında bir kilometre taşı olduğunu vurguladı. "[ABD] Kendi emperyalist macerasında İsraildeki Siyonist rejimi bir maşa olarak kullanıyor. Bush yönetimi, İsraili yayılmacı arzuları yönünde harekete geçmesi için cesaretlendirerek ve kışkırtarak, saldırganlığını Irak ve Lübnanın ötesine geçirip Suriye ve İranı boyunduruğu altına almak ve zengin petrol yatakları olan Ortadoğu bölgesinin denetimini tam olarak ele geçirmek için kullanıyor," dedi.
Dias savaşın uzun zamandır İsrailin gündeminde olduğunu açıklayarak, bu ülkenin yürüttüğü askeri saldırıyı haklı çıkartmak için öne sürülen sahte gerekçeyi - iki İsrailli askerin kaçırılmasını - teşhir etti. Dias, aynı zamanda İsrail dahil, bütün dünya ülkelerindeki sıradan insanların bu saldırıların altında yatan emperyalist strateji konusunda gittikçe daha fazla bilinçli hale geldiklerine işaret etti. Dünyanın pek çok yerinde işçiler ve gençler, Gazzada Filistinlilere yapılan saldırıları ve Lübnanın işgal edilmesini kınayan gösterilere katıldılar.
Dias, ABD ve İsrailin Lübnanda yaptıkları ile Rajapakse hükümetinin Sri Lankada iç savaşı alevlendirmesi arasındaki benzerliğe dikkat çekti.
"Burada da savaşı yeniden başlatmanın bahanesi olarak bir yalana başvuruldu. Sri Lanka hükümeti LTTEyi, bölgedeki çiftçilere su sağlayan Mavilaru savak kapağını kapatmakla suçlayarak insancıl bir maskeye bürünüyor. Bugünkü hükümet de dahil olmak üzere, birbiri ardınca ülkeyi yöneten bütün hükümetler bu bölgelerde yaşayan insanların temel ihtiyaçlarını göz ardı ettiler. Birden bire bu insanların insani ihtiyaçlarının yerine getirilmesi gerektiğini düşünmeye başlayıverdiler."
Dias, hükümetin ve ordusunun silahlı çatışmalar başlamadan yaklaşık olarak 10 gün önce bir anlaşmaya varılması olanağını kasıtlı olarak ortadan kaldırdığına işaret etti. Hatta ordu, Mutturda dört gün boyunca yaşanan ve 100den fazla insanın ölümüne ve 40.000den fazla insanın yaşadıkları yerleri terk etmesine yol açan kanlı çatışmaların ardından, LTTE Mutturdan çekilmeyi ve savak kapağını açmayı teklif ettiği zaman bile saldırılarını durdurmayı reddetti.
Dias, Rajapakse rejiminin iç savaşı yeniden alevlendirme arzusunun, işçiler ve köylüler arasında hükümete karşı duyulan artan hoşnutsuzlukla; gelişmekte olan ve elektrik şirketi, limanlar ve petrol şirketi gibi ekonominin sinir merkezlerini kapsayan sınıf mücadelesiyle; ve derinleşen ekonomik krizle ilişkili olduğunu anlattı.
Dias konuşmasını şu şekilde sona erdirdi: "SEP, Sri Lankadaki savaşı ve dünya çapında emperyalist saldırganlığı durdurmak için işçi sınıfının bir perspektif ve programa ihtiyacı olduğunu ısrarla vurguluyor. Bu programın toplumsal eşitsizliğin ortadan kaldırılmasıyla sıkı sıkıya bağlanması zorunludur. Böyle bir perspektif emperyalizme karşı ve uluslararası bir sosyalist çözüm için emekçi halk hareketini birleştirmek üzere bilinçli bir biçimde mücadele etmelidir."
Toplantıdan sonra birkaç öğrenci DSWSye konuştu. Kolombo Üniversitesi İşçi Eğitimi Enstitüsünde eğitim gören bir öğrenci şöyle dedi: "Bu tür toplantıların düzenleniyor olması önemli. Şimdi Lübnan savaşının kapsadığı konularla, özellikle bu savaşın ardında yatan ABDnin jeopolitik çıkarları konusunda çok şey öğrendim. Bu toplantı dünyanın siyasi durumu ile ilgili bir görüş oluşturmama kesinlikle katkıda bulundu."
Sri Lanka Estetik Üniversitesinden iki öğrenci şunları söylediler: "Bu kalitede bir toplantıyla ilk kez karşılaştık. Bu yeni bir deneyim oldu. Özellikle Lübnanın işgali ve Sri Lankadaki Mavilaru olayı için öne sürülen bahaneler ve bunları izleyen gelişmeler arasında kurulan benzerlikler bizi çok çarptı. Yerel bir gelişmeyi anlayabilmek için uluslararası olayları izlemek ve bağlantıları kurmak gerektiğine ikna olduk."
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|