Otomobilin tarihi, 19. yüzyılda enerji kaynağı olarak buharın kullanılmasıyla başlar ve içten yanmalı motorlardapetrolün kullanılmasıyla devam eder. Günümüzde alternatif enerji kaynakları ile çalışan otomobillerin üretilmesi konusunda çalışmalar hız kazanmıştır. Otomobil, ortaya çıkışından itibaren gelişmiş ülkelerde insan ve yük taşımacılığı konusunda ana ulaşım aracı olarak kendini kabul ettirmiştir. Otomotiv endüstrisi II. Dünya Savaşı'ndan sonra en etkili endüstri kollarından birisi olmuştur. Dünya üzerinde 1907 yılında 250.000 olan otomobil sayısı, 1914'te Ford Model T'nin ortaya çıkışıyla 500.000'e ulaşmış, II. Dünya Savaşı'ndan hemen önce bu sayı 50 milyonun üzerine çıkmıştır. Savaşın ardından geçen otuz yıl içinde otomobil sayısı altı katına çıkmış ve 1975 yılında 300 milyona ulaşmıştır. Dünya üzerinde yıllık otomobil üretimi 2007 yılında 70 milyonu geçmiştir. Otomobil tek bir kişi tarafından bulunmamıştır, yaklaşık yüzyıl boyunca dünyanın dört bir yanında ortaya çıkan buluşların bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Modern otomobilin ortaya çıkışının yaklaşık 100.000 patent alımı sonrasında gerçekleştiği tahmin edilmektedir. (Devamı...)
Bir Yaz Gecesi Rüyası, (Orijinal adı A Midsummer Night's Dream), William Shakespeare'in erken dönem romantik komedya oyunu. İlk basımı 1600 olmakla beraber yazımı ve ilk sahnelenişinin 1594 ya da 1595 yıllarında gerçekleştiği sanılmaktadır. Ana teması aşk ve evliliktir. Karışık ilişkiler üzerinden bu iki kavramın komikliğine vurgu yapmıştır. Olaylar Antik Yunanistan'da bir düğün çevresinde geçmektedir.
Belgelere göre ilk oynanışı 1604 yılında "A Play of Robin Goodfellow" adıyla gerçekleştirildi. Oyunda Ovidius'un dönüşümler'inden ve İngiliz halk masallarından izlere rastlanmakla birlikte olay örgüsünün büyük ölçüde Shakespeare'e dayandığı sanılmaktadır. 1970 yılında Peter Brook yapımı sahnelenme oyunun önemli yorumlarından biridir. Oyun Türkçe'ye Bir Yaz Gecesi Rüyası adıyla çevrilmişse de, bunun dışında, Can Yücel'in Bahar Noktası adıyla yaptığı bir çevirisi daha bulunmaktadır. (Devamı...)
Tomasz Niżyński ve Eleonora Bereda'nın çocuğu olarak dünyaya gelen Nijinski, ebeveynleri gibi bale ile ilgilenir. 1908'de Sankt Peterburg İmparatorluk Dans Akademisi'nde eğitimine başlayan Nijinski, yüksek sıçrama gücüyle dikkat çeker. Sergei Djagilew 1909'da Paris'te Ballets Russes'ì kurduğunda Nijinski ve Anna Pavlova başrolleri paylaştılar. 1913'te Macar balerin Romola de Pulszky'e aşık oldu ve evlendi. 1916'da Kuzey Amerika'daki bir turnede psikolojik bir hastalığın ilk belirtileri görülür. 1919'da ağır bir sinir krizinden sonra şizofreni teşhisi konulur ve Nijinski bundan sonraki hayatını psikiyatri kliniklerinde geçirir. 1950'de Londra'da ölen Nijinski üç yıl sonra Paris'e gömülür. (Devamı...)