World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz

Yazıcıya hazırla

Savaş propagandası değil, bilim!

Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler (Almanya)
20 Ekim 2016
İngilizce’den çeviri (17 Ekim 2016)

Bu hafta Alman üniversitelerinde yeni akademik yıl başlarken, IYSSE, yeni öğrencilere aşağıdaki açıklamayı dağıtıyor.

Sevgili birinci sınıf öğrencileri,

Sizler, bugün, derslerinize, geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısındaki kadar çalkantılı ve kriz dolu olacak bir dönemde başlıyorsunuz. Büyük anne-babalarımız ve büyük büyük anne-babalarımız gibi, savaşların, büyük toplumsal altüst oluşların ve devrimci mücadelelerin hakim olacağı bir döneme giriyoruz.

Suriye’deki savaş, gözlerimizin önünde, ABD ile Rusya arasında, Avrupa’nın geniş alanlarını saracak bir nükleer çatışmaya dönüşme tehdidi oluşturuyor. Almanya’daki egemen seçkinler, buna, askeri kısıtlamanın sona erdiğini ilan ederek, büyük bir yeniden silahlanma programı uygulayarak, Ortadoğu’daki ve Afrika’daki savaşlara katılarak ve NATO’nun Rusya’ya karşı askeri yığınağında önde gelen bir rol oynayarak karşılık veriyor.

Uzun bir süre milliyetçiliğin ve savaşın yeniden canlanmasına karşı bir kale olarak sunulmuş olan Avrupa Birliği (AB), bir yabancı düşmanlığı ve militarizm yuvası olarak açığa çıkmış durumda. AB, savaştan kaçan sığınmacıları sınırlarında durduruyor, onları insanlık dışı kamplara kapatıyor ya da Akdeniz’de ölüme yönlendiriyor. ABD’deki Trump gibi, Avrupa’da da, sağcı ve faşist partiler bir kez daha baş gösteriyor (Fransa’da Ulusal Cephe, Avusturya’da FPÖ, Britanya’da UKIP veya Almanya’da AfD).

IYSSE (Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler), savaşın ve militarizmin geri dönüşü, yoksulluğun ve eşitsizliğin artışı ve aşırı sağın yükselişi karşısında boş boş oturmaya razı değildir. Bize göre, savaşa, toplumsal eşitsizliğe, devlet aygıtının güçlendirilmesine ve yabancı düşmanlığına karşı mücadele, kapitalizmin ortadan kaldırılmasını ve enternasyonalist-sosyalist bir programın benimsenmesini gerektirmektedir.

Biz, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) gençlik ve öğrenci örgütü olarak, kökenine, milliyetine, ten rengine ya da dinine bakmaksızın bütün işçileri birleştirme uğruna mücadele ediyor ve uluslararası savaş karşıtı bir hareket inşa ediyoruz. Bu yolda, kendimizi, Marx, Engels, Rosa Luxemburg, Lenin ve Troçki tarafından geliştirildiği haliyle, klasik Marksizme dayandırıyoruz.

Üniversiteler, bu mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. Bu kurumlar, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları öncesinde olduğu gibi, sağcı ve militarist ideolojiler için devlet güdümlü eğitim merkezlerine dönüştürülüyorlar. Biz, buna karşı çıkıyor ve üniversitelerin bilim mekanları olarak kalması için kampanya yürütüyoruz. Bu, tarihin bilimsel kavranışını reddeden postmodernizme ve Frankfurt Okulu’na karşı ideolojik ve siyasi bir mücadeleyi gerektiriyor.

IYSSE, geçtiğimiz iki buçuk yılda, Berlin’de, Humboldt Üniversitesi’nin (HU) bir savaş propagandası kalesine dönüştürülmesine karşı mücadele yürüttü. İki profesör, bu savaş yöneliminde merkezi bir rol oynamaktadır: Herfried Münkler (siyaset teorisi) ve Jörg Baberowski (Doğu Avrupa tarihi).

Her ikisi de, Alman emperyalizminin Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarındaki sorumluluğunu göreceleştirmeye kalkıştı. Münkler, Almanya’nın, Avrupa içinde egemen hale gelmesi, “şef” rolünü oynaması çağrısı yapıyor ve 21. yüzyılda Almanya için, “günümüzün zorluklarıyla mücadele etmek üzere” “gerçek bir jeopolitik strateji” hazırlanmasını istiyor.

Baberowski, Ulusal Sosyalizmin (Nazizm) tarihsel suçlarını önemsiz gibi gösteriyor. O, 2014’ün başında, Der Spiegel dergisinde, şimdi ölmüş olan Hitler savunucusu Ernst Nolte’ye desteğini belirtmiş; Hitler “psikopat değildi” ve “kötü biri değildi” iddiasında bulunmuştu. Baberowski, kitaplarında, doğudaki imha savaşını Bolşeviklerin şiddetine bir tepki olarak sunuyor ve Ulusal Sosyalist ideolojinin herhangi bir sorumluluğunu reddediyor. Baberowski, Ekim 2014’te, cihatçı terörizme karşı mücadelede, uluslararası hukukun bütün kurallarını ihlal eden yöntemlerin kullanılması çağrısında bulundu. O, şöyle dedi: “Eğer insan, teröristlerin yaptığı gibi rehineler almaya, köyleri yakmaya, insanları asmaya, korku ve terör yaymaya istekli değilse; eğer bu tür şeyler yapmaya hazır değilse, bu tür bir çatışmayı asla kazanamaz ve en iyisi, hep birlikte uzak durmaktır.”

Baberowski, geçtiğimiz yazdan beri, HU’daki makamını, gazete makalelerinde, röportajlarda ve kamuya açık konuşmalarda aşırı sağcı görüşleri ileri sürmek için kullanıyor. O, sığınmacıların kabul edilmesine karşı ajitasyon yapıyor, Almanya’nın sınırlarını kapatması çağrısında bulunuyor ve yabancı kültürlerden yasadışı göçmenlerin toplumun temellerini yıktığını iddia ediyor. Baberowski’nin şiddetin kökenleri üzerine ilkel tezleri, diktatörce egemenlik biçimlerini meşrulaştırırken, güçlü bir devlet ve daha fazla polis çağrısında bulunmasıyla tamamen uyumludur.

Münkler ile Baberowski, Alman emperyalizminin savaş planlarını birlikte hazırlamaktan ve bu planlara ideolojik gerekçe sağlamaktan sorumlu olan bütün bir Alman profesörler tabakasının parçalarıdır. Diğer şeylerin yanı sıra, ordunun ülke içinde konuşlandırılması, dış müdahalelerin genişletilmesi, Almanya’nın yön verdiği bir Avrupa savaş politikası ve Alman ordusunun kapsamlı bir yeniden silahlanması çağrısı yapan “Güvenlik Politikası ve Alman Ordusunun Geleceği Üzerine Resmi Rapor” üzerine çalışmaya, aralarında Gunther Hellmann’ın (Frankfurt), Joachim Krause’nin (Kiel), Klaus Naumann’ın (Hamburg) ve Sönke Neitzel’in (Potsdam) yer aldığı 10’dan fazla profesör dahil oldu.

IYSSE, Münkler ve Baberowski tarafından ileri sürülen görüşlere karşı açıkça kampanya yürütünce, sağcı medya, buna, bir cadı avı kampanyası ile karşılık verdi. Onlar, siyasi eleştiriyi, “ideolojik terörizm” ve “engizisyon” olarak kınadılar. Frankfurter Allgemeine Zeitung, makalesine, “Troçkist tarzda mobbing” başlığı koydu. Çatışma, geçtiğimiz yıl Mehring Yayınları (Mehring Verlag) tarafından yayınlanan Bilim mi Savaş Propagandası mı? adlı kitapta belgelendi.

Ancak IYSSE yıldırılamadı. HU’daki son öğrenci meclisi seçimlerinde, oyların yüzde 6’sını ve mecliste dört sandalye elde ederek desteğimizi üçe katlayabildik.

Sağa doğru kaymaya yönelik direniş, öğrenciler arasında gelişiyor. Bu yılın başında, Leipzig Üniversitesi’nde, öğrenciler ve akademisyenler, sağcı hukuk profesörü Thomas Rauscher’ı protesto ettiler. Bremen Üniversitesi’nde, genel öğrenci komitesi, Baberowski’ye gönderilen bir davetin geri çekilmesini talep ediyor ve “sağcı şiddeti önemsiz gibi göstermeye en ufak bir alan verilmesine öfkeli” olduğunu açıklıyor.

IYSSE, politikadaki ve üniversitelerdeki sağa kayışa ciddi bir şekilde engel olmaya çalışan her önlemi ve girişimi memnuniyetle karşılar. Bu, aynı zamanda, SPD, Yeşiller, Sol Parti, sendikalar ve onların çevresindeki sahte sol örgütlerle siyasi bir hesaplaşmayı gerektirmektedir.

Sol Parti, 18 yıl önceki Yeşiller gibi, kendisini, açıkça savaş yanlısı bir partiye dönüştürme sürecinde. Yaz tatilinde yaşananlar, artık bu konuda herhangi bir şüphenin söz konusu olmadığını göstermiştir. Thuringia eyaletindeki ilk “Sol Partili” Başbakan Bodo Ramelow, Der Spiegel’e, Sol Parti “pasifist değil” diye konuştu. Bir AfD’li politikacı gibi düzenli olarak sığınmacılara karşı ajitasyon yürüten Sahra Wagenknecht, yazın ARD ile yaptığı röportajda, güven verici şekilde, “Biz bir hükümete katıldığımızda, Almanya elbette NATO’dan ayrılmayacak.” dedi.

Eğer Berlin eyaletindeki örneğin ardından federal düzeyde bir kızıl-kızıl-yeşil (SPD-Sol Parti-Yeşiller) koalisyonu kurulursa, Sol Parti, Hartz IV reformunun ve savaşın partileri olan SPD ile Yeşiller ya da Yunanistan’daki kardeş partisi Syriza gibi, aynı işçi sınıfı karşıtı politikaları temsil edecektir. Sol Parti, işçi sınıfının değil; orta sınıfın, artan sınıfsal gerilimlerin basıncı altında hızla sağa kayan, kemer sıkmayı ve militarizmi destekleyen ayrıcalıklı kesimlerinin çıkarlarını savunmaktadır.

Kapitalizmin tarihsel krizi, büyük sınıf mücadelelerine neden olacak. Bu yarıyıldaki çalışmamız, genç işçileri ve öğrencileri -onları sosyalist bir programa kazanacak ve bir devrime hazırlayacak şekilde- tarihle ve tamamlanmamış 20. yüzyılın siyasi deneyimleriyle donatmayı amaçlamaktadır. Diktatörlük ve savaş yönelimi, yalnızca, yüz binlerin siyasi gelişmelere müdahalesi yoluyla durdurulabilir.

Hepinizi, samimi bir şekilde, IYSSE ile bağlantı kurmaya, toplantılarımıza katılmaya, web sitemizi (iysse.de) takip etmeye ve günlük yayın organı Dünya Sosyalist Web Sitesi’ni okumaya davet ediyoruz. Partei für Soziale Gleichheit’ın (PSG, Sosyalist Eşitlik Partisi) ve DEUK’un gençlik ve öğrenci örgütlenmesi olarak, tüm dünyadaki kardeş örgütlerimizle yakın işbirliği içinde çalışıyoruz.

Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler

IYSSE toplantıları

Goethe Üniversitesi Frankfurt
Savaş ve devrim dönemlerinde felsefe ve politika
22 Ekim Cumartesi saat 18.00
Campus Westend, Hörsaalzentrum (HZ 3 amfisi)
Theodor-W.-Adorno-Platz 5, 60323 Frankfurt

Humboldt Üniversitesi Berlin
IYSSE nedir?
26 Ekim Çarşamba saat 18.30
Seminer binası (1.303 no.lu oda)
Dorotheenstraße 24, 10117 Berlin

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır