Terör Örgütü Safsatası (513. Nağme - 2 Haziran 2016)
Muhterem
Fethullah Gülen Hocaefendi özetle şu hususları dile getirdi:
* Kur’an, Firavun ile birlikte “mele” adını verdiği işbirlikçilere dikkat çeker. “
Mele”, Firavun’un etrafındaki alkışçılar ve onlarla çıkar ilişkilerine girmiş kimselerden müteşekkil bir topluluktur.
* O böyle “ene, ene – ben, ben” dediği zaman, onlar da “Neam, ente, ente!
.. – Evet, sen, sen!..” derler; gözünün içine bakar, değişik ima ve işaretlerini değerlendirir; “Öyledir efendim!” sözlerini tekrar eder dururlar. Bir arkadaşımızın ifadesiyle, insanları mahveden hep bu densiz mabeyn-i hümayun erkânı olmuştur. Öyle ki, Firavun, o mele’ine her meseleyi kabul ettirir; mesela “terör” dedirtir, “paralel” dedirtir; ne demekse?!.
* Hakk’a adanmış ruhlar, yüce mefkurelerini bütün dünyaya duyurmak, mübarek bayrağımızı dört bir yanda dalgalandırmak, İstiklal Marşımızı her yerde dillendirmek için dört bir yana açılacaklar.. aynı zamanda terörle alakası olmayan gerçek Müslümanlığın ne demek olduğunu, Ruh-u seyyidi’l-enâm’dan (sallallâhu aleyhi ve sellem) fışkıran Müslümanlığın ne demek olduğunu, Raşit Halifeler’le çevresi surlar içine alınan, pekiştirilen Müslümanlığın ne demek olduğunu dünya insanlığına duyurmak için hizmet edecekler… Ve sonra siz kalkıp diyeceksiniz ki:
Bunlar var ya!.. Hiç inanmayın! Yirmi senedir dünya bunları tanıyamadı. Nabızlarını tuttular, hekimler gibi kalblerini dinlediler, ritimde bir bozukluk yok, fakat bilemezsiniz, bunların ritimlerinin ne zaman bozuk atacağını bilemezsiniz! Dolayısıyla gelin bunlar için bir ferman çıkaralım ve diyelim ki: “Bunlar alçakların, densizlerin, aşağıların ta kendileridir, atın şuna bir imza!” Sonra ben bunu mele’me gönderdiğim ve onlar da imzaladıkları zaman bunlar “paralel” olacaklar, “terör örgütü” olacaklar!..
* Âmin diyor musunuz?!. Şayet biraz evvel saydığım vazifeleri yapan arkadaşlar terör örgütüyse.. eğer bu güzel işleri yapan ve bütün dünyada takdirle karşılaşan insanlarda zerre kadar terör düşüncesi, zerre kadar paralel olma düşüncesi varsa -onların bir kıtmiri olarak kendimi de katıyorum-
Allah hepimizi yerin dibine batırsın. Âmin… Yok bu denen şeyler doğru değilse, ey yüce Allahım, Sen şahitsin!.. Dediklerini demiyorum, hakkımızda dediğimizi de demiyorum; bütün bunları
Sana havale ediyoruz. Senin Âdil olduğuna inanıyoruz, zalimlere fırsat vermeyeceğine inanıyoruz. Bu şerirlerin, bu zalimlerin, bu hainlerin yeryüzüne yayılmış bu hizmeti engellemelerine fırsat verme! El uzatırlarsa, kollarını kır; adım atarlarsa, ayaklarını kır; bu mevzuda kafalarından bir şey çıkarsa, boyunlarını kopar!.. Nam-ı Celil-i Muhammedî’nin dört bir yanda dalgalanmasının engellenmesine fırsat verme Allahım!..
* Bir karıncaya basmamış insanlara terör örgütü demek, zannediyorum, öyle bir alçaklıktır ki dünyada eşi, emsali görülmemiştir öyle bir alçaklığın.
* Her şeye rağmen siz yerinizde şimdiye kadar durduğunuz gibi hep sabitkadem olun. Bazı insanlar, sizden uzaklaşsalar da siz yerinizde durmasını bilmelisiniz. Siz olduğunuz yerde durursanız, arada oluşacak uzaklığı yarıya indirirsiniz. Bu uzaklaşma da onlara ait bir hata olur. Şayet onlar, bir gün pişman olur ve dönüp gelmek isterlerse, o zaman çok zahmet çekmez, işledikleri hataları değişik diyalektik ve demagojilerle telâfi etme gayreti içine girmezler.
* Safsatalarla dünyanın en nezih insanlarını karalamaya çalışıyorlar ve sözde, “Bakın başınızın çaresine. Bu bir terör örgütüdür. Hâlâ burs veriyorsanız, hâlâ ‘Kimse yok mu’ unvanı altında ‘Kimse yok mu?’ diyenlerin imdadına koşuyorsanız, hâlâ dünyanın değişik yerlerinde okul açıyorsanız, siz terör örgütüsünüz. Başınıza geleceğe hazır olun!..” diyorlar. Böyle demek suretiyle hâlâ mütereddit, beyne beyne olan insanları koparma adına psikolojik bir savaş yapıyorlar. Yaptıkları, insanların kuvve-i maneviyelerini kırmak ve onları koparmaya çalışmak adına bir seviyesizliğin ifadesidir.
* Ben biliyorum ki, o Cebbâr, o Kahhar, o Kahhâr-ı Zülcelâl, o
Ferd,
Hayy, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddûs, o Hazreti Müzill, o Hazreti Hâfıd, onları zillete maruz bırakacak; şanlarını, şereflerini, namlarını, nişanlarını yerle bir edecektir.
* Siz “paralel” safsatasına takılmadan, “terör örgütü” safsatasına takılmadan hizmetlerinize devam edin. Evet, bunlar safsatadır, dünyayı güldüren şeylerdir.