Abdulhamid'in Ruhaniyetinden İstimdat! | Yusuf Akşamoğlu (Şiir:Rıza Tevfik)
Sultan II.
Abdulhamid'i tahttan indiren İttihatçılardan
Rıza Tevfik'in İTİRAF ve PİŞMANLIK yüklü şiiri
.. Necip Fazıl Kısakürek,
Büyük Doğu Gazetesi'nde bu şiiri yayınlaması sebebi ile ilk defa hapse mahkum edilmiştir. Bu olayı şöyle anlatır:
"Birinci hapsim
1947 yılında Büyük Doğu'da neşrettiğim, Rıza Tevfik'in "Abdülhamîd'in Ruhaniyetinden İstimdat" isimli şiiri yüzündendir. Ondan sonra Fransızca bir ansiklopedinin hakkımda kaydettiği gibi "Üniversitelerimi geçen zindan hayatıma" başlangıç teşkil ve 20 küsûr gün devam edici bu ilk hapse, bu şiiri yayınladığım için "Türk milletine hakaret" isnadiyle atılmıştım.
İlk zamanlarda, İttihat ve Terakkinin dolaplarına kapılıp ona var gücüyle yardım eden, sonra her şeyi gören ve anlayan ve zıt istikamete dönen Rıza Tevfik, bu şiiriyle, ihtiyarlığında çektiği vicdan azabını dile getirmek ulviyetini göstermiş ve Abdülhamîd'in büyüklüğü mevzuunda dâvamıza en büyük vesikayı hazırlamış bulunuyordu.
Hayal ve kâbus âleminde bile Türk milletine hakaretle en küçük alâkası düşünülemeyecek olan bu şiirin hangi gayeyle yazıldığını tahkik etmek için Avukatım
Abdurrahman Şeref Lâç, mahkeme karariyle, o sırada hastahânede bulunan Rıza Tevfik'i hâkim refakatinde suale çekmeye gitmiş ve büyük bir heyecan içinde yatağından doğrulan hasta adamdan resmen şu ifadeyi almıştı:
«Ben bu şiiri, Türk milletine hakaret kasdiyle değil, tamamiyle aksi olarak, Türk milletini ölüme götüren bir zümreyi teşhir ve Abdülhamîd Hân'a edilen iftiraları tesbit gayesiyle yazdım. 31 Mart vak'asını tertiplediği isnadı altında tahtından al aşağı edilen büyük Hükümdar, bu isnatla, sade iftiraların değil, tertiplerin de en hainine hedef tutulmuştur. 31 Martı tertipleyen ittihatçılar ve bu işe memur edilenler arasında bizzat ben varım! 31 Martı kışkırtma ve körükleme işini
Selim Sırrı (Tarcan) ile Rıza Tevfik idare etti. Hasta yatağından söylediğim bu sözlere tarih kulağını kabartsın!»
..." (
Son Devrin Din Mazlumları / 31 Mart)
______
SULTAN ABDÜLHAMİD
HAN'IN RUHANİYETİNDEN İSTİMDAT
Nerdesin şevketlim,
Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günâhına.
Tahkire yeltenen tac-ü tahtını,
Denedi bu millet kara bahtını;
Sınad-ı sillenin nerm ve sahtını,
Rahmet et sultanım suz-i âhına.
Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî padişâhına.
"Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz 'belî' dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.
Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.
Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!
Bunlar halkı didik didik ettiler,
Katliâma kadar sürüp gittiler.
Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
Bir asi zabitin pis külâhına.
Bugün varsa yoksa ..............,
Şöhretinde herkes fuzuli dellal;
Âlem-i mânâ'dan bak da ibret al,
Uğursuz taliin şu gümrâhına.
Haddi yok, açlıkla derde girenin,
Sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
Lânetle anılan cebâbirenin
Bu, rahmet okuttu en küstâhına.
Çok kişiye şimdi vatan mezardır,
Herkesin belâdan nasîbi vardır,
Selâmetle eren pek bahtiyardır,
Bu şeb-i yeldânın şen sabahına.
Milliyet dâvâsı fıska büründü,
Ridâ-yı diyânet yerde süründü,
Türkün ruhu zorla âsi göründü,
Hem peygamberine, hem Allâh'ına.
Sen hafiyelerle dem sürdün ancak,
Bunlar her tarafa kurdu salıncak;
Eli, yüzü kanlı bir sürü alçak,
Kemend attı dehrin mihr-u mahına.
Bu itler nedense bana salmadı,
Bahalıydı başım kimse almadı,
Seyrandan başkaca iş de kalmadı;
Gurbet ellerinin bu seyyahına.
Hoş oldu cilvesi Cumhuriyetin,
Tadı kalmamıştı Meşrutiyetin,
Deccal'a dil çalan böyle milletin,
Bundan başka çare yok ıslahına.
Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
Âhiretten bile himmet eylersin,
Çok çekti şu millet murada ersin
Şefâat kıl şâhım mededhâhına.
Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI
istimdat=imdat isteme
barigah=makam
tahkir=hakaret
nerm=yumuşak
saht=sert
beli=evet
ervah=ruhlar
dellal=ilan eden
alem-i mana=mana alemi
tali=sonradan gelen
gümrah=yoldan sapmış
sehpa-yı kaza=ölüm sehpası
cebabire=zalimler
şeb-i yelda=uzun gece
fısk=günah
rida=hırka
hafiye=dedektif
dehr=zaman
mihr-ü mah=güneş ve ay
mededhah=meded bekleyen
_____
Şiir hakkında bilgi:
http://www.n-f-k.com/nfkforum/index
.php?/topic/892-sultan-abdulhamid-hanin-ruhaniyetinden-istimdat/