Duvar Belgeseli Abdi İpekçi Bölümü - Günel Cantak (1/5)
Gazeteci Günel Cantak'ın hazırladığı "
Duvar" Belgeseli,
Kıbrıs Barış Harekatı'ndan
Ergenekon'a uzanan
Türkiye'nin yakın tarihine Gazeteci suikastları çerçevesinde bakıyor. 1 yıl 10 ay süre zarfında hazırlanan Duvar belgeseli,
Abdi İpekçi,
Uğur Mumcu,
Susurluk,
Ahmet Taner Kışlalı ve
Hrant Dink başlıklı 5 bölümden oluşuyor. Abdi İpekçi 80 öncesinin Türkiye'sinde uzlaşmayı isteyen etkili bir genel yayın yönetmeniydi. Uğur Mumcu "karanlığa" karşı yürüyen Türkiye'nin en önemli araştırmacı gazetecisiydi son çalışması "
APO ve
MİT"ti. Susurluk kazasıyla bir dönemin "çamuru" gün yüzüne çıkmıştı ama karanlık güçlüydü
... Ahmet Taner Kışlalı,
Amerika Birleşik Devletleri'nin tüm dünyada uygulamaya soktuğu liberal muhafazakâr politikaya uymayan bir isimdi. Yükseltilen milliyetçilik, darbe "tam tamları" cumhurbaşkanlığı seçimi, laik anti-laik kutuplaşması, genel seçimler, bu ortamda Hrant Dink hem
Ermeni hem de solcuydu.
Belgesel'in amacı öldürülen gazetecileri "UNUTTURMAMAK İÇİN"dir.
Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü'nü "Duvar" Belgeseli ile kazanan Günel Cantak birçok gazeteci, siyasi figür, aileler ve avukatlar ile röportajlar gerçekleştirdi. "DUVAR"'da yer alan kişiler ise şöyle; Nükhet İpekçi,
Derya Sazak,
Doğu Perinçek,
Rıdvan Akar,
Ufuk Uras, Güneri Civaoğlu,
Banu Avar, Çetin Soysal,
Emine Ayna, Özge Mumcu,
Ceyhan Mumcu, Ruşen Çakır,
Mehmet Elkatmış,
Fikri Sağlar,
Fethiye Çetin, Akif
Akkuş, Turgut
Kazan ve Kemal Göktaş.
Süleyman Demirel Üniversitesi Radyo Televizyon yayıncılığı bölümü öğrencilerinin çekirdek kadroyu oluşturduğu belgesel ekibine birçok profesyonelde danışmanlık yaptı.
5 bölümden oluşan Gazeteci Suikastları Belgeseli "DUVAR", Günel Cantak'ın sunumuyla...
1. Bölüm
Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan Ergenekon'a uzanan Türkiye'nin yakın tarihine Gazeteci suikastları çerçevesinde bakan "DUVAR" belgeseli.
Kıbrıs Barış harekatı ile birlikte adı halk tarafından duyulan "Kontrgerilla". Soğuk savaşın batı cephesinde yer alan Türkiye'de sol- sağ "savaşı".
1970'lerin sonları, ülkenin sokaklarının kanla yıkandığı dönemde uzlaşmayı talep eden bir Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi. İpekçi gazetecilik anlayışıyla 30 sene sonra bile mumla aranıyor, sol çizgide bir gazete ama sağ tarafın düşüncesi de Milliyetin sayfalarında. Belgesel'de öncelikle ülkenin içinde bulunduğu "durum" anlatılıyor ardından İpekçi ismi o yıllarda ne ifade ediyor. Suikastı yapan kişilerin ülkücü olmaları ve devletle olan bağları irdeleniyor. Hukuk adaletini gösterdi mi, gösterebilir miydi sorularına cevaplar aranıyor.
12 Eylül
1980 askeri darbesi, günümüzde hangi tartışma platformunda ülkenin "güncel" sorunları tartışılsa bu tarih mutlaka dillendirilir. Beklenen bir tarih, istenilen bir darbe.
Arzu edilen postalları sokakta görebilmek için nice insanın kanlarıyla var edilen bir "demokrasi" ayıbı. Darbenin sonuçları duvar belgeselin 5 bölümünde kendini hissettiriyor.
ASALA, eylemleri ve sonu.