Pazartesi , Nisan 25 2016
Anasayfa / Yazarlar / Yüksek faiz tasarrufu artırmaz
Yüksek faiz tasarrufu artırmaz

Yüksek faiz tasarrufu artırmaz

SÜLEYMAN YAŞAR- BU GÜN

 

Bazıları Türkiye’de tasarruf eksiği olduğu için faizlerin yüksek olması gerektiğini söylüyor. Bu doğru değil. Çünkü uygulamadan elde edilen veriler faizin tasarruflar üzerinde etkisinin zayıf olduğunu bize gösteriyor.

Peki, tasarrufu artıran nedir o hâlde?

Hemen cevaplayalım; özel tasarrufları artıran şirket kârları oluyor. Bildiğiniz gibi şirketler elde ettikleri kârların bir kısmını temettü olarak dağıtır. Kalan kısım ise kurumsal tasarruf olarak ayrılır. Yine hane halkının tasarrufları, hanenin üretimi ve elde ettiği temettü toplamından hanenin tüketimi çıkartıldıktan sonra kalan kısım olarak hesaplanır.

 

ÖZEL TASARRUFLARI ŞİRKET KÂRLARI VE HANE HALKINA AKTARILAN TEMETTÜLER ARTIRIR

Böylece tasarrufları artıracak asıl unsurun şirketlerin kârları olduğunu tekrar belirtelim. İşte bu tasarıma göre; faiz, şirketin finansman maliyeti olduğundan, yüksek faizin, şirket kârlarını, dolayısıyla temettü ve dolayısıyla tasarrufları azaltan bir değişken olduğunu söyleyebiliriz.

Şimdi gelelim Türkiye’nin durumuna…

Türkiye’de son dönemde reel sektörde çalışan şirket kârları düşüyor. Hattâ pek çok şirket iflasın eşiğine geldi. İflas erteleme talebinin patlaması bize durumun iyi olmadığını söylüyor.

O hâlde mevcut koşullarda faizlerin yüksek kalmasının şirketlerin iflas sürecini hızlandıracağı gibi yeni yatırımları da olumsuz etkileyeceğini söylemek herhâlde hatalı bir tespit olmaz.

Tabii bu arada yüksek faizden kârları artan tek sektör bankacılık oluyor. Ama bu sektörün de neredeyse yarısının yabancı sermayeli olması, Türkiye’de elde edilen kârlardan ödenen temettülerin yurtdışına çıkışına neden olduğundan ülke içi tasarruflara katkısı olmuyor. Hattâ ülke içi tasarrufları olumsuz etkiliyor.

Bu arada tasarruf açığını kapatmak için yüksek faizle dışarıdan kısa vadeli para toplamayı önerenlerin de doğru söylemediğini belirtelim.

Niye doğruyu söylemiyorlar?

Söylemiyorlar, çünkü; yurtdışından yüksek faizle alınan kısa vadeli paralar genellikle ferdi kredilere ve kart kredilerine aktarılıyor. Bu paralar lüks tüketime özellikle yeni cep telefonu ve yeni kişisel mini bilgisayar türü mallara yöneliyor. İşte bu nedenle dışarıdan alınan kredilerin imalat sanayii ve tarıma yönelmeyip tüketime gitmesi tasarrufları olumsuz etkiliyor.

Gelelim bütün bunları niye anlattığımıza…

Anlattık, çünkü; Merkez Bankası önceki gün dünyada belli başlı para birimlerinin faizleri nominal ve reel olarak negatif düzeydeyken politika faizini yüksek tuttu. Gereken adımı atmadı. Para satışı ve alışına ilişkin faizleri yüksek tuttu. Buna en çok yabancı bankaların yerli temsilcileri sevindi. Bunu televizyonlardan gördük. Bir de yüksek faize güzelleme yaban lobiciler sevindi tabii. Ama faizin yüksek kalması öyle söylendiği gibi tasarrufları artırmadığını hattâ azalttığını tekrar belirtelim. Bir de Türkiye’de enflasyonun yüksek faiz nedeniyle gelen sıcak paranın para arzını artırmasından kaynaklandığını söyleyelim. Çünkü geniş tanımlı para arzı (M2) Nisan’ın ilk haftasında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,4 oranında artarken, ekonomide büyüme yüzde 4 olduğuna göre enflasyonun yüksek seyretmesi bilinen bir gerçek oluyor.

 

TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK EURO BÖLGESİ’NİN ÜZERİNE ÇIKTI

O hâlde tekrar edelim lobicilerin ileri sürdüğü gibi yüksek faiz tasarrufları olumlu etkilemiyor. Tasarrufların artması için kurumsal tasarrufların çoğalması şart. Yani şirket kârları ve devlet bütçesinden yapılacak kamu tasarrufları artmalı. Kısaca Merkez Bankası faizi yüksek bırakarak hata yaptı. Alınan bu hatalı kararın işsizliği daha da artıracağını belirtelim. Yeri gelmişken Türkiye’de işsizliğin yüzde 11,1 oranıyla, Euro Bölgesi’ndeki ortalama yüzde 10,3 oranını geçtiğini belirtelim. Hâlbuki Türkiye’de işsizlik hep Euro Bölgesi işsizliğinin altında kalmıştı.

suleymanyasar26@gmail.com

}