ABC Tarihçesi

abccbaYelensky’ nin Masalı: ABC’nin Kısa Tarihi

Anarşist Kara Haç’ın tarihi çarlık Rusya’sına kadar uzanır. Çara karşı, politik ayaklanmalar sonucu birçok anarşist özgürlüğe olan tutkularının bedelini hapsedilerek, sürgüne gönderilerek ve ölümle ödediler.

Dönemin hapishanelerinin kötü durumuna ek olarak, politik nedenlerle tutuklananlar ciddi biçimde kötü muameleye maruz kalıyorlardı. Anarşist Kızıl Haç çarlık hapishaneleri ve kamplarında tutulan politik tutsaklara destek vermekle sınırlı kalmadı, çoğu zaman sürgünden ve hapishanelerden kaçmalarına da yardım etti. Peter Kropotkin de özgürlüğünü bu gruba borçlu olan politik tutsaklardan biriydi.

Anarşist Kızıl Haç’ın kuruluş tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak 1905 yılında kurulmuş olduğu hususunda kanıtlar mevcuttur. 1907 yılında ise çeşitli ülkelere yayılmıştır. 27 Ocak 1914 yılında Anarşist Kızıl Haç Chicago üyesi Morris Bernstein işsizlik karşıtı bir eylemin kışkırtıcısı olmak suçlamasıyla gözaltına alındıktan sonra Chicago polisi kırmızı mürekkeple yazılmış, üzerinde kuru kafa ve kemikler olan imzasız bir mektup aldı. Mektupta eğer Bernstein ve diğerleri serbest bırakılmazsa istasyonun havaya uçurulacağı yazılıydı. Aynı günün akşamında işsizlik eylemlerinin hedefi Harry Fishman evinin kapısına kırmızı tebeşirle yazılmış, kurukafalı tehditleri buldu. Bu tehditleri savuranlar Anarşist Kara Haç’ tan başkası değildi.

Aynı yıl John D. Rockefeller’ın Ludlow, Colorado’daki grevdeki işçiler ve ailelerin katledilmesi ile bağlantılarının açığa çıkmasına cevap olarak Anarşist Kızıl Haç J.D. Rockefeller’a bir suikast planı hazırladı. Fakat ne yazık ki planlanan suikastın sabahında suikastta kullanılacak olan bomba anarşistlerin kaldığı evde patladı, patlama sonucu Anarşist Kızıl Haç üyesi Charles Berg, Carl Hanson ve iki kişi daha hayatını kaybetti. Patlama sokağı vücut parçaları yağmuruna tuttu. Onlarca kişi yaralandı ve bu kazadan sonra baskılar giderek arttı. Bu olaya “Lexington Caddesi patlaması” adı verilir. Suikast planında yer alan Anarşist Kızıl Haç üyesi Louise Berger şans eseri binayı birkaç dakika önce terk ederek patlamadan yara almadan kurtuldu. (10 seneden kısa süre içerisinde Rusya’da hastalıktan dolayı hayatını kaybetti)

Rus devrimi ve artan baskılar 1917 Rus devriminin başlamasıyla ve bütün politik tutsakların Rus hapishanelerinden salıverildiği yönünde haberlerin gelmesiyle birlikte ABD’deki Anarşist Kızıl Haç dağıldı. ABD’deki Anarşist Kızıl Haç üyeleri Rusya’ya giderek önceden destekledikleri politik tutsaklar tarafından sevgiyle karşılandılar. Ancak çok geçmeden Rusya’da bu sefer Bolşevik hükümet tarafından tutuklanan politik tutsaklar ortaya çıkacaktı. Rusya’da, ortaya çıkan yeni diktatörlük nedeniyle, Anarşist Kızıl Haç 1919 yılında tekrar organize oldu. (Bu noktadan sonra artık isimleri Anarşist Kara Haç olacaktı.) isimlerini uluslararası kızıl haç ve politik kızıl haçla karıştırmamak için değiştirdiler.

KARA ORDU
1918 yılında Nestor Makhno, Ukrayna’da kontrol altına alınan bölgelerde anarşist isyancı devrimci ordunun tamamlayıcısı olarak Anarşist Kara Haç’a yeni bölümler organize etti. Zamanın gerekliliklerine göre tutsaklarla dayanışma, acil tıbbi destek ve öz savunmaya evirilmişti. Kazakların, Beyaz Ordu’nun, soykırımcıların ve sonraları Kızıl Ordu’nun çeşitli saldırıları karşısında Ukrayna Kara Haç hareketi şehir savunmalarını hazırlama ve Ukrayna tarihindeki ilk şehir ordusunun organize olması konusunda benzersiz bir yardımcı rol üstlendi.

Şehir milisleri olarak Ukrayna Anarşist Kara Haç Anarşist Kara Ordu’nun birliklerinin içerisinde çalışmalarda bulundu. Ancak asla hareket halinde bir güç olmadılar, öncelikle şehir çevrelerinde çalışma yürüttüler. Üyeleri resmi üniforma giymediler ancak giydikleri kot tulumlar ve kendilerine özgü kol bantlarıyla tanımlandılar.

Belli bir süreliğine Anarşist Kara Haç, Moskova ve Petrograd’da (bu şehirlerde geniş çapta çalışma yürütmemelerine rağmen) Bolşevik hükümet tarafından tolere edildi. Sovyet istihbarat ve gizli servisi Çeka Anarşist Kara Haç’ın içine muhbirler sızdırarak grubun eylemleri, aktiviteleri ile ilgili raporlar hazırladı. Moskova, Petrograd ve Ukrayna’ da Kara Ordu’nun kontrolü altında olan yerler dışındaki yerlerde ağır baskılar sonucu anarşist kitaplar, yayınlar toplanırken Anarşist Kara Haç üyeleri de tutuklamalar ve engellemelerle karşı karşıya kalmaktaydı.

1919 Eylül ayında Bolşevik partinin Moskova komitesi toplantısına düzenlenen bombalı saldırı Rusya’nın genelinde Bolşevik Kızıl Ordu ve Çeka tarafından anarşistlerin toplu bir biçimde tutuklanmalarının bahanesi oldu. Troçki, Rusya’nın anarşistlerden demir bir süpürgeyle temizlenmesine ant içmişti. Kısa sürede Bolşevik hapishanelerindeki anarşist tutsaklarla dayanışmanın gerekliliği bir kez daha anlaşılmış oldu. Moskova, Kharkov, Odessa ve diğer birçok şehirde Anarşist Kara Haç ve benzeri gruplar ortaya çıktı.

Anarşist Kara Haç üyeleri Bolşevik hükümeti tarafından çeşitli baskılara maruz kaldılar. Grubun aktivitelerini hukuksuz hale getiren kanunlar çıkarıldı ve AKH aktivistleri katledildi. 1924-1925 yılları arasında Rusya’da AKH neredeyse yok edildi. Lea Gutman, Helana Ganshina ve Aaron Baron gibi bazı üyeler gözaltına alındıktan sonra Bolşevik hükümet tarafından katledildiler. Diğerleri ise tutuklandı ancak farklı ülkelerdeki anarşistlerin yürüttüğü kampanyalar sonucu, komünist hükümet tutsakları serbest bırakmak zorunda kaldı.

Kaçmayı başaranlar veya Bolşevik hapishanelerinden serbest bırakılanlar Berlin’de buluşarak AKH’ı tekrar kurdular. Hollanda’ya ve Paris’e geçmeden önce grup eylemlerine birkaç sene boyunca Berlin’de devam etti. ABD’deki gruplar Rus hapishanelerinde kalan yoldaşlarını desteklemek için tekrar bir araya geldiler. Ancak 1936 senesinde Rus hapishanelerindeki tutsaklarla iletişim gitgide azaldı ve 1940 senesinde artık hiçbir şekilde iletişim şansı kalmamış oldu. Daha sonradan hepsi olmasa bile, çoğu anarşist tutsağın Stalin’in “temizliği” sırasında öldürüldüğü öğrenildi.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra İspanya iç savaşı sırasında AKH daha uluslararası bir hale geldi. AKH anarşist yoldaşların faşizmin zulmünden kaçmalarına yardım etti. Bu dönemde AKH üyeleri genelde Rusyalı Yahudilerden oluşmaktaydı bu nedenle bu kişiler için Avrupa’da yakalanmak demek, kesin olarak, ölmeleri anlamına gelmekteydi. Sosyal demokratlar usulca çoğu anarşist için hayati önem arz eden organizasyonların başına geçtiler. O zamanlar bunun adı Yahudi İşçi Komitesi’ydi. Bu komite Yahudi mültecilerin Hitler ve Avrupa’dan kaçmalarına yardım etmekteydi. Sosyal demokratların AKH’a yoldaşlarının kaçmasına yardım etmeyi reddetmesi nedeniyle birçok anarşist Nazilerin toplama kamplarında öldürüldüler.

Kara Haç, 1939’da hizmetlerine yönelik inanılmaz talebe rağmen finansal yardımlardaki düşüş nedeniyle dağıldı. Ancak AKH üyeleri ve onların desteklediği bireyler tarafından farklı isimlerle çalışmalara devam ettiler. Savaşın sonlarına doğru tutsaklarla dayanışma konusunda aktif olan sadece birkaç grup kaldı. Ancak bu gruplarda 1958 yılında devamlılıklarını sağlamak için gerekli destek kalmadığı için aktivitelerine devam edemediler. Ancak 1960’ların sonlarında İngiltere’de tekrar ortaya çıktı; öncelikle faşist Franco rejimiyle mücadele eden, İspanyol direnişi tutsaklarına yardım etmek üzere faaliyet gösterdi. Carrara’daki uluslararası anarşist konferans sırasında Anarşist Kara Haç’ın çağrısı karşılık buldu. Avrupa, ABD ve Avustralya’da Anarşist Kara Haç kuruldu. Fakat bu erken başarı aynı zamanda büyük kayıplara yol açacaktı. Anarşist Kara Haç üyeleri çeşitli ülkelerde polis tarafından öldürüldü veya tutuklandı. Kara Haç’ın Londra bölümünün kurucularından olan Stuart Christie, Öfkeli Tugaylar’ın içinde yer aldığı suçlamasıyla tutuklandı. Bir seneden fazla süre cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı.

12 Aralık 1969’da Milan Anarşist Kara Haç’tan Guiseppi Pinelli İtalya’da gerçekleşen çeşitli bombalama eylemleriyle ilişkisi nedeniyle gözaltına alındı. Bu, polisin bombalamaları Anarşist Kara Haç ve Pinelli üzerine atma konusunda ilk girişimi değildi. Pinelli polis tarafından 3 gün sorguya çekildi. Üçüncü günün sonunda gece yarısından biraz önce Pinelli polis merkezinin 4. Katından aşağıya atıldı. Ölümüne sebep olacak şekilde yaralandı. Yetkililer Pinelli’nin camdan atlamadan önce hakkındaki suçlamaları kabul ettiğini söylediler. Pinelli ve Valpreda isimli başka bir anarşist İtalya’daki bombalamaların Neonaziler tarafından yapıldığının kanıtları ortaya çıkmasına rağmen hala bununla ilgili suçlanmaktaydılar. Daha sonraları bu bombalamanın faşist bir komplo olduğu, CIA ve NATO tarafından desteklendiği ortaya çıktı. “Gerilim stratejisi” olarak bilinen bu plana göre, bombalar yerleştirilecek ve bu sol hareket üzerine atılacak bu şekilde de faşistlerin iktidara gelmelerinin önü açılacaktı. Pinelli tanınmış bir anarşist olmasından dolayı ve öldürülmeden önce İtalya’da planlanan faşist askeri darbeyle ilgili suçlamalara ilişkin soruşturma sürecinde yer aldığı bilinmesinden dolayı hedef alınmıştı.

O zamanlar Neo-Naziler Anarşist Kara Haç Milano’nun içine sızmıştı. Bu nedenle polis açısından, Pinelli’nin kendisine kurulan komplodan haberi olabileceği ve bu komploya karışan ajanların kim olduğunu bilme ihtimali netlik kazandı. Bu komplonun bütünlüğünü korumak açısından Pinelli’yi öldürmek artık zorunlu hale gelmişti.

4 Aralık 1971’de, Georg von Rauch (Anarşist Kara Haç Almanya) polis tarafından durduruldu. Olay sırasında Von Rauch ve bir polis memuru birbirlerine karşılıklı ateş etmeye başladılar. Bu çatışma sonucunda Von Rauch vuruldu ve olay yerinde öldürüldü. Birkaç ay sonra Augsburg polisi tanınmış iki radikalin etrafını sardı. Gözaltı sırasında polislerden biri tetiği çekti ve Thomas Weissbecker’i vurdu. Thomas Weissbecker orada hayatını kaybetti. Weisbecker de Anarşist Kara Haç Almanya üyesiydi. Aynı zamanda Weissbecker ve Von Rauch 70’lerin Almanya’sının önde gelen sol şehir gerilla gruplarından biri olan “ 2 Haziran Hareketi” üyesi olmakla birlikte, karşı-kültür hareketlerinin ve devrimci sol grupların içindeydiler. Aynı zamanda öldürülmeden önce Hash- rebels gibi bazı yeraltı örgütlerinde yer aldılar. İkisi de kısa bir hayat sürmelerine rağmen, harekete olan katkıları kısa ama etkili olarak nitelendirilebilir.

1970’lerin sonlarına doğru Anarşist Kara Haç Huddersfield üyeleri İngiltere’de “kişilerin bilinmeyen mahkemesinde” (the Person’s Unknown trial) yargılandılar. İngiltere’de silahlı soygundan cezaevinde bulunan bir başka Kara Haç üyesi Phil Ruff kısa bir süre sonra, 1978 yılında Gartree hapishane isyanlarını kışkırtmakla suçlandı. Stuart Christie, daha önce bahsedildiği gibi, Londra’da ve İspanya’da on sene boyunca bir numaralı halk düşmanı olarak kalmaya devam etti ve sürekli polis tacizine maruz kaldı.

1970’lerin ortalarında İrlanda Anarşist Kara Haç üyesi Noel ve Marie Murray Dublin’de birçok silahlı eyleme katıldılar. 1975 Eylül’ünde İrlanda Bankası’nın Killester şubesindeki bir soygun sırasında Marie Murray olaya karışan görev süresi bitmiş bir polis memuru tarafından öldürüldü. Görünüşe göre anarşistler bankadan 7000 poundla ayrılırken polis karısı ve çocuğuyla bankanın dışında park edilmiş bir araçta oturmaktaydı. Polis anarşistlerin peşinden koşarken vuruldu. İkisine de ölüm cezası verildi ancak daha sonra ceza hafifletildi.

1979 senesinde ABD’de anarşist tutsak olan Lorenzo Kom’boa Ervin anarşist tutsaklara yardımcı olabilecek bir hareket kurmak amacıyla “Anarşist Kara Haç Ağı” için bir teklif taslağı hazırladı. O, AKH’nın bireysel kolektiflerden çok birleşik kitle hareketi olması gerektiğine inanmaktaydı. Ervin’in bu teklifi Anarşist Kara Haç hareketinin 1980 ve 1990’larda büyümesini sağladı. Ervin’in AKH ağı kurulması çağrısına rağmen bu tür bir yapılanma 80’lerde bütün AKH grupları arasında ortaya çıkmadı. Ancak 1989 yılında AKH topluluğu “Acil Durum Müdahale Ağı” (Emergency Response Network) kurmaya başladı. Bunun kurulma amacı, politik baskınlara, ölüm cezalarına, açlık grevlerine, baskılara, engellemelere, AKH üyelerinin veya AKH’nın birlikte çalıştığı grupların üyelerinin öldürülmesi ve işkence görmesine cevap vermekti. Bu, dünyadaki AKH gruplarının ve diğerlerinin, acil durum müdahale ağı harekete geçtikten sonra 48 saat içinde, faks çekmeleri, telefon görüşmeleri yapmaları, eylemler ve başka türlü doğrudan eylemler düzenlemeleri anlamına gelmekteydi. Ne yazık ki çok fazla işlevsel kılınmadığı için Acil Durum Müdahale Ağı zamanla ortadan kalktı.

90’ların başlarında az sayıda AKH grubu yoğun dayanışma faaliyetlerine devam etmesine rağmen, birleşik bir AKH konsepti hiçbir zaman gerçekleştirilemedi. AKH grupları çeşitli bölgelerde faaliyet gösterirken, birleşme konusunda ortak bir fikir birliği yoktu. Bu da hapishane sistemi içinde bulunun herhangi bir politik tutsak için zayıf bir dayanışma ağı sonucunu doğurdu. 1994’de politik tutsaklarla dayanışmayla ilgili konuları tartışmak için üzere bir Anarşist Kara Haç konferansı gerçekleştirildi. Ve tekrardan Acil Durum Müdahale Ağı kuruldu.

1 sene sonra 4 AKH grubu Anarşist Kara Haç Federasyonu’nu kurmak için bir araya geldiler. (New Jersey, Bronx, Washington DC, Brew City). Diğer gruplar da kısa zamanda buna dahil olacak ancak bir seneden az bir süre içerisinde Federasyon’un yönelimi ve amaçları grup içinde bölünmelere yol açacaktı. Anarşist Kara Haç Federasyon’undan ayrılan gruplar Anarşist Kara Haç Konfederasyonu’nu kuracak ancak bu yapılanma da birkaç seneden uzun sürmeyecekti. AKHF ise 7. Yılında uzun süreler var olmak üzere kurduğu gelecek planlarıyla devamlılığını sürdürdü. Zamanla ” Duvarları Yık Ağı” (Raze the Walls Network) gibi birkaç sene boyunca faaliyetlerine başarıyla devam eden ancak 1998-1999 yılları arasında ortadan kaybolan gruplar ortaya çıktı. Bundan geriye kalanlar hala “Duvarları Yık” Seattle, Washington içerisinde görülebilir.

Avrupa’daki ağlar, Polonya’da olduğu gibi geçtiğimiz birkaç sene içerisinde ortaya çıktı ve parlak bir gelecekleri var.

Yani göründüğü üzere AKH tarihi bir mit veya peri masalından çok daha fazlası. Bu tarih bunu araştırmak için yeterince sabırlı ve tutkuluysanız kolayca keşfedilebilir. Aslında şu ana kadar yazılanların bu tarihin küçük bir bölümü olduğuna eminiz. Eğer daha çok kişi bu konu hakkında araştırma yaparsa bu konuyla ilgili daha çok bilgi edinilebileceğine de eminiz.

Bu yazının başlığında adı geçen Boris Yelensky bütün hayatını dünya üzerindeki politik tutsaklara adamış, yorulmadan düşen yoldaşları için savaşmış ve tarihin sayfalarında kaybolmaması gereken kişilerden birisi. Yaptıkları unutulmaması gereken ve yaptıkları bir masal gibi hatırlanmaması gereken birisi. O bizden önce gelen ve bize yolu açan birisi olarak hatırlanmalı.

Bir zamanlar Boris Yelensky’nin dediği gibi: “Bir iş övünmek için değil karşılıksız yardımlaşmaya inandığımız için yapılır.” Bu cümleleri ciddiye alarak, bu şevkle yolumuza devam etmeliyiz. Ama ne yazık ki çoğu insan yapılan işleri mutlakçı ve rekabetçi bir bakış açısıyla yorumlar. Egolarımızın ve gururumuzun kendisinden çok şey feda etmiş insanlara sağlam bir destek vermenin önüne geçmesine izin veriyoruz.

Arada sırada Ojore Lutalo’nun ( Trenton hapishanesinde tutulan yeni afrikalı anarşist) sözlerine kulak vermeliyiz: “ kendi tutsaklarını desteklemeyen bir hareket utanılacak bir harekettir.” İşte bu nedenden dolayı politik tutsaklarımızı desteklemek zorundayız. Anarşist Tutsaklara özgürlük!!

“Matthew Hart: Yelensky’s Fable: A History of the ABC” den derlenmiştir.

Kaynak: ABC İstanbul

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*