Del dilema mediático al dilema real 05:32 Jun 06 0 comments El PKK saluda a las FARC-EP con motivo de su 50º aniversario 18:41 May 29 0 comments Los negros de Dairon 17:43 Apr 17 0 comments De acuerdo, Uribe: que no haya impunidad 05:05 Apr 12 0 comments Denuncian abusos sexuales y otras violaciones a los derechos humanos por parte del Ejército en Tuluá 23:17 Mar 10 0 comments more >> |
Recent articles by José Antonio Gutiérrez D.
Habemus presidente: mandato por la paz con injusticia social 2 comments ¿Tiene Santos las llaves de la paz? 2 comments Sólo la lucha decide 0 comments Recent Articles about Uluslararası Emperyalizm / SavaşEl PKK saluda a las FARC-EP con motivo de su 50º aniversario May 29 14 Πατριωτισμό`... Apr 22 14 Πόλεμο κατά τ&#... Mar 03 14 Bir Kürdün bakış açısından Arap başkaldırısı ve Libya’daki emperyalist savaş
uluslararası |
emperyalizm / savaş |
interview
Thursday March 24, 2011 04:26 by José Antonio Gutiérrez D.
Aşağıdaki röportaj, Türkiye’de yaşayan bir Kürt liberteri olan Nejat Firat Zeyneloglu ile gerçekleştirildi. 21 Martta gerçekleştirilen bu röportajda Zeyneloglu, Arap başkaldırısının Kürt halkı üzerindeki etkilerine ve Güney Kürdistan’daki Kürt eylemlerine değiniyor ve Libya’daki mevcut isyanın vaziyetiyle, birinci Körfez savaşı sonrasındaki Kürt isyanı arasındaki paralelliklerin altını çiziyor. [English] [Italiano] [Français] [Castellano] 1. Bu yılki Newroz kutlamaları nasıl geçti? Sürmekte olan Arap isyanlarını da düşününce, şüphesiz ilginç bir dönem olmalı... Bu yılki Newroz kutlamaları kesinlikle coşkulu bir atmosferde gerçekleştirildi; Kürdistan’ın her yanından ve yurt dışından milyonlarca insan kutlamalara katıldı. On yıllardır, Newroz yalnızca ulusal bir kutlama değil, aynı zamanda Kürt halkının kurtuluşu için verilen zorlu ve uzun erimli mücadeleyi de temsil eden bir gösteri olmuştur. Nitekim, Newroz’u kutlama hakkına sahip olmak için bile on yıldan fazla bir süre mücadele ettik. Bununla birlikte, bu yıl, Newroz’u kutlayan milyonlarca Kürdü asıl motive eden şey, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki muazzam isyan dalgasıydı. Kürt halkı bu hareketi, zalim rejimler tarafından ezilen diğer halklara duyulan bir sempatiyle birlikte, sıcak bir şekilde karşıladı. Bu isyan dalgasının, bölgede yaşayan halkın bilincinde çok önemli bir dönüm noktası yarattığını düşünüyorum: diktatörlükler ve acımasız yönetimler neredeyse sonsuz ve ölümsüzmüş gibi görünebilir, fakat halk bu rejimleri devirmek için ayağa kalktığında, ne diktatörlükler ne de iki yüzlü parlamenter sistemler hayatta kalabilir; devrim mümkün ve de günceldir. Hepimiz bu muazzam deneyimden dersler çıkarmalıyız. 2. Kürt özgürlük hareketinin bu protestolarla ilgili tutumu nedir? Arap halk kitlelerinin taleplerinin ortak mücadele için bir zemin yaratacağını düşünüyor musun? Kürt özgürlük hareketinin Arap direnişinden büyük bir memnuniyet duyduğu açık. Kürtler çok uzun bir süredir özgürlük için mücadele ediyorlar, bu yüzden Kürtlerin bu isyanlara sempati duymaları oldukça beklenir bir şeydir. KCK, (Koma Civakên Kurdistan – Kürdistan Topluluklar Birliği) Arap isyanlarıyla ilgili açıklamasında isyancıları selamladı ve Ortadoğu’daki bütün diktatörlükleri ve zalim sistemleri yıkmaya çağırdı. Egemen sınıflar, devletler ve emperyalist güçler tarafından halklar ve topluluklar arasında sistematik bir şekilde yaratılan yapay düşmanlıkların, bundan böyle etkisini kaybedeceğine inanıyorum. Verilen özgürlük mücadelesi sayesinde, bölgede yaşayan bütün halklar müşterek hedefler vasıtasıyla ortak bir geleceği inşaa etmeye muktedir olduklarının farkına varabilirler. Öyle umut edelim... 3. Bu başkaldırı dalgası sırasında, Irak’taki Kürt nüfusunun rolü neydi? Güney Kürdistan’da önemli gösteriler düzenlendiğine dair duyumlar alıyoruz... Güney Kürdistan’da, resmi adıyla Irak Kürdistanı’nda, gerçekten de güçlü gösteriler düzenlendi. Gösteriler, yoksul bir emekli askerin yerel hükümetin yolsuzluklarını, bölgedeki baskıları ve yoksulluğu protesto etmek için kendini yakmayı denemesiyle başladı – tıpkı Tunus’taki gibi. Aynı gün Süleymaniye’de, binlerce insan eylem yapmak için sokağa döküldü. Bu gerçekten de güçlü bir isyan dalgasıydı. Bölgesel hükümet bu gösterilere şiddetle karşılık verdi: polis iki protestocuyu öldürdü, ellisini yaraladı. Gösteriler bu noktadan sonra elbette bitmedi, aksine daha da güçlendi ve bütün bölgeye yayıldı. Bence, açıktır ki bu direnişe ilham veren şey Arap isyanlarıydı. Kitleler içinde yaşadıkları mevcut koşullara karşı direnişe geçti. Bir yanda sırtını yerel aşiretlerin ve bölgesel hükümetin korumasına dayamış sömürücü bir sınıf, diğer yanda ise bir zulüm sisteminin altında yaşayan yoksul halk. Hükümet şimdilik halka vaatlerde bulunmakla yetiniyor ama inanıyorum ki halk artık kandırılamayacak. 4. ABD Libya’yı uçuşa yasak bölge ilan edince, Libya’daki mevcut durumla 1991 savaşı sonrasında Irak Kürdistan’ındaki durum arasında benzerlikler de belirdi. Solun bazı unsurları, bunun gibi kriz dönemlerinde emperyalist ulusların Saddam Hüseyin ya da Kaddafi gibi diktatörlerin üzerinde güç gösterisinde bulunduğunu, bu yüzden de doğru tutumun emperyalistlere karşı bu diktatörlerin yanında saf tutmak olduğunu iddia eden mekanik sonuçlara ulaştılar. Liberaller ise bu diktatörlerin korkunç olduğunu ve diktatörlere karşı harekat zemininin meşru olduğunu düşünme eğilimdeler; bunun anlamı diktatörlere karşı emperyalistlerin yanında saf tutmamız gerektiğidir. Hem 90’lı yıllardaki Kürt deneyimini, hem de Kürt hareketinin Suriye ve İran gibi emperyalizmin yeminli düşmanlarına karşı da, Türkiye gibi ABD’nin yakın bir müttefiğine karşı da aynı anda savaşırken, bunlara ek olarak direnişi ezmek için diğerleriyle açık bir biçimde işbirliği yapan Irak’taki “Kürt milliyetçi” hükümetiyle de zorlu bir mücadele içinde olduğunu akılda tutarak soralım; Libya’daki son gelişmelerle ilgili görüşün nedir? Senin de dediğin gibi, Kürdistan ve Libya’daki süreç arasında benzerlikler var. Ve çoğu solcu, tıpkı Kürt meselesinde sıklıkla yanılgıya düştükleri gibi, Libya sorununda da genellikle yanılgıya düşüyorlar. Birincisi, herhangi bir diktatörü ya da diktatörlüğü desteklemek, daha da kötüsü bunların ilerici veya gerçek anlamda anti-emperyalist olduğunu düşünmek yanlıştır. Aslına bakılırsa, bütün bu diktatörler, bir takım emperyalist güçlerin yardımıyla kendi insanlarını ezmektedir. İkinci olarak, herhangi bir özgürlük mücadelesinde emperyalistlerin yardımını beklemek de yanlıştır. Diktatörlükleri savunmak da, diktatörlere karşı emperyalist müdahaleyi savunmak da temelde aynı şeydir; bu, özgürlükleri için kendi mücadelelerini veren halk kitlelerinin iradesini reddetmek ya da yok saymak anlamına gelir. Bu iki argümanda da halka, kitlelere ve onların mücadelesine duyulan güvensizliğe dikkat çekmek istiyorum. Emperyalist ülkeler için, doğal olarak, bütün mesele “istikrar” denen şeyi sağlamaktır; çünkü çıkarları bu “istikrar”a bağlıdır. Bu yüzden genellikle, çıkarları korunduğu sürece, emperyalistler kimin egemen güç olduğunu umursamaz; faşistler, sosyal demokratlar, muhafazakarlar, yeşiller ya da diğerleri, pek farketmez. Daha bir ay öncesine kadar Sarkozy’nin, Berlusconi’nin, Erdoğan’ın ve diğerlerinin Kaddafi’nin en güvenilir dostları olduğunu hatırlayın. Çünkü hepsinin Libya’da yatırımları vardı ve bildiğiniz gibi kapitalizmde yatırımlar insanların hayatından daha önemlidir. Emperyalistler Libya halkından Kaddafi’den korktuklarından daha fazla korkuyorlar. Bu yüzden, bu savaşın amacı Libya’da emperyalist ülkelerin yararına yeni bir yapıyı kurmak ve garanti altına almaktır. Libya halkının kendi iradesine dayanan mücadelesini desteklememiz gerektiğini düşünüyorum. Her tür baskı ve otoriteye karşı, her türden doğrudan demokrasi ve özyönetim pratiğini desteklemeliyiz. Libya halkının kendi kaderini tayin etme hakkını kabul etmek zorundayız, ve Kaddafi’nin veya emperyalistlerin değil Libya halkının safında olmalıyız. Özgürlüğü kazanmak için süren Kürt direnişi sırasında, Türk milliyetçi solu özgürlük hareketini eleştiriyordu çünkü Kürtlerin statükoyu kabul etmesi gerektiğini ve uluslar arası dengeleri bozmaması gerektiğini düşünüyorlardı. Fakat özgürlük ertelenemez bir taleptir. Hem diktatörlere hem de emperyalistlere karşı özgürlüğü ve özyönetimi savunmalıyız. 5. Orta Doğu’da Hristiyanlar, Şiiler, Sunniler, Aleviler ve diğer bir çok topluluk arasında gerilimler olduğunu duyuyoruz. Kürt özgürlük hareketi, Ortadoğu’daki karmaşık halklar mozağinin barış içinde bir arada yaşamasının bir yolunu bulmak için Demokratik Konfederalizm projesini ortaya attı. Bu proje, kolonyal sınırlara değil benzerliklere ve ortak çıkarla göre aşağıdan yukarıya federasyon halinde birleşmiş topluluklar öneriyor. Sence, isyan halindeki bölgede bu proje şimdi daha da mı anlamlıdır? Ben Kürt özgürlük hareketi ve Öcalan tarafından geliştirilen demokratik konfederalizm projesini önemsiyorum. Bir çok eksikliğine rağmen, bu, özyönetime, anti-kapitalizme ve ekolojizme dayanan bir projedir ve bence tartışmaya değer bir projedir. Özgürlük hareketi güçlü olduğu bölgelerde bu projeyi hayata geçirme kararı aldı. Benim şahsi düşünceme göre, bu deneyim gözlemlenmeli ve tartışılmalıdır. |
Front pageContra a Copa e a Repressão: Somente a Luta e Organização! Nota Pública de soldariedade e denúncia Uruguay, ante la represión y el abuso policial To vote or not to vote: Should it be a question? Mayday: Building A New Workers Movement Anarchist and international solidarity against Russian State repression Argentina: Atentado y Amenazas contra militantes sociales de la FOB en Rosario, Santa Fe Réponses anarchistes à la crise écologique A verdadeira face da violência! Face à l’antisémitisme, pour l’autodéfense Reflexiones en torno a los libertarios en Chile y la participación electoral Mandela, the ANC and the 1994 Breakthrough: Anarchist / syndicalist reflections Melissa Sepúlveda "Uno de los desafíos más importantes es mostrarnos como una alternativa real" Declaración del FAO ante la coyuntura electoral chilena y el quiebre en el movimiento libertario Are Republican “Libertarians” Anarchists? Tareas del Anarquismo social chileno. Lo “libertario” como espacio de disputa. Brasil: Nova invasão policial do local da FAG El confederalismo democrático, propuesta libertaria del pueblo kurdo Uluslararası | Emperyalizm / Savaş | tk Mon 30 Jun, 23:32 Sorry, no stories matched your search, maybe try again with different settings. İmparator Elbise Giyiyor Mu? Sep 08 0 comments Michael Hardt ve Tony Negri'nin İmparatorluk adlı kitapları üstüne 2002 yılında North Eastern Anarchist dergisinde yayımlanmış bir değerlendirme yazısıdır. Küreselleşme: Emperyalizm Çağının Sonu Mu? Sep 08 0 comments Uluslararası ekonominin ve siyasi ilişkilerin tanımlanmasında küreselleşme teriminin kullanılması giderek moda haline geldi. Az sayıdaki büyük devletin açıkça ve doğrudan dünyanın büyük bir kısmını yönettiği günümüzde, küreselleşme emperyalizm teriminin yerini almak üzere kullanılıyor. Bakunin ve Rocker’ın Ulus Üzerine Düşüncelerinin Kısa Bir Derlemesi Nov 26 0 comments Kara Kızıl Notlar Mart Nisan Mayıs 2006 sayısından alınmıştır. Ulus Kavramı ve Ulusal Sorun Üzerine Nov 24 0 comments Kara Kızıl Notlar Mart Nisan Mayıs 2006 sayısından alınmıştır. Modern devletle birlikte ortaya çıkan biçimiyle ulus kavramı, farklı konjonktürler içinde, farklı siyasal perspektiflerin temsilcileri tarafından - ona yüklenen anlamın değişkenliğine de bağlı olarak- zaman zaman sahiplenilen, zaman zaman ise karşısında durulan bir mefhumdur. Bu bağlamda “ulusal sorun” başlığıyla tartışabileceğimiz “ulus devlet”, “ulusalcılık” ve “ulusal kurtuluş” hareketleri günümüze değin gelen önemli sorunsallardır. Anti-Emperyalizm ve Ulusal Kurtuluş Nov 19 0 comments Kara Kızıl Notlar Mart Nisan Mayıs 2006 sayısından alınmıştır. Anarşistler olarak bizler getirdiği ıstırap ve baskı yüzünden emperyalizme karşıyız. Emperyalizmin ilerletici bir güç olduğu görüşünü, bu görüş ister emperyalizmin “üretici güçleri geliştirdiği” fikrine, isterse de “barışı korumak için müdahale ettiği”, “uygarlaştırdığı” fikrine dayansın reddediyoruz. Emperyalizm soykırımların, ulusal baskının, emekçi sınıfın koşullarının kötüleştirilmesinin, savaşın, azgelişmişliğin, açlığın ve yoksulluğun sorumlusudur. Fakat emperyalizm bu sorunların tek nedeni değildir ve kendisi de kapitalizmin ve devlet’in bir ürünüdür. more >>Sorry, no press releases matched your search, maybe try again with different settings. |