Türkiye seçime doğru yaklaşırken geçmiş seçimlerde ısınma turundaki bazı çevreler artık iyice yarışın içinde yer almaya başladılar. Güç kavgasının ortasındayız, bu büsbütün bir egemenlik sorunu olarak karşımızda. Türkiye’de bu egemenlik mücadelesi kimler arasında bir göz atalım;

  • Hükümet
  • Sosyal medya
  • Muhalefet
  • Camia

Aslında kendini ulusal bir irade gibi gören ‘Sosyal medya’ dediğimiz yapı genel düşünce olarak ‘Camia’ dediğimiz yapıyla aynı mentalite üzerinden politika üretme ve gündem belirleme çabasında. Bu düşünce yapısının özünü belirtmek gerekirse şöyle özetlenebilir, Asıl’lar olarak gördükleri kendilerini milletin ve onun iradesinin üstünde görme çabası. Peki gündemi kim belirleyecek? gündem belirleme işi çok önemli bir konu bu ülkede çünkü gündemi belirlenen olursanız ya da diğer bir deyişle soru soran değil cevap veren olursanız hep ezilirsiniz. Birileri akşam yazdığı senaryoları size sorar ve siz de ‘bunları ilk kez duyuyorum kabul etmiyorum’ derseniz bilin ki Türkiye Cumhuriyeti’nde artık lekeli itibarınızla mutluluklara gark olursunuz. Demokratik ülkemizde böylesine güç savaşlarına ses kayıtları ve şantajla giriş yapan yeni moda ismiyle ‘Camia’ (üyeleri tarafından cemaat sözü bırakıldı, çünkü dini bir çağrışım istemiyorlar) olağanüstü kirli girdiği bu oyunda siyaset belirlemek, gündem değiştirmek, yanında yer almayana bier senaryo uydurup veyahut ‘irancı’ ‘acem’ diyerek pasifize etmekte kararlı görünüyor. Halkın oyları en büyük güçtür, cumhuriyetimizde demokrasimizde böyle düşünmeyenler var şöyle ki; Bir parti seçime girer ve oyların çoğunu alırsa, düştüğümüz demokrasi yanılgıları nelerdir bakalım?

  1. o parti halkın tümünün uzlaşacağı şeyi yapmalıdır (halkın tümünün uzlaşacağı bir konu olamayacağı için seçim yapılmaz mı asıl?)
  2. o parti her kesimden ‘olur’ almalı ve eğer bir kesim (bu kesim genellikle ilk paragrafta bahsettiğimiz iki yapıyı kapsıyor) olumsuz ise işler yürüyemez.
  3. o parti milli irade’yi temsil etmez.
  4. demokrasi sandık ile olmaz, zengin azınlıklara sormadan politika üretilemez. (zengin azınlık, endişeli modern,beyaz türk; ne dersiniz?)
  5. bir oy hakkı olan çoban ile bir oy hakkı olan TV starı, hiç eşit olamaz. (birinin dediğni yapmayan parti’ye günlerce TV’de sövülebilir, diğerinin ne dediği kimin umurunda?)
  6. İstihbarat aracılığı ile barış gelmiş ise, olmaz olsun öyle barış.
  7. Camia Türkiye’nin uluslararası itibarını kurtarıyor. (uluslararsı denen şey İsrail ve ABD, ki onların gözünde itibarlı olmayı isteyen kim?)

Sonuçta; Er ya da geç şu demokrasi denen şeyi hazmetmeyi öğrenmek zorunda olan bir kesim var, hem de laf değil hizmet üreterek.

Engin Sever, Stratejik Araştırmalar.
 
About these ads