Sığınmacılar iki kere ölüyor

Sultangazi’de bir gecekonduda çıkan yangında 7 göçmen işçi yaşamını kaybetti. Sığınmacıların Türkiye’deki yaşam koşulları yeniden gündeme gelirken, ETHA’ya konuşan Göçmen Dayanışma Ağı aktivisti Ufuk Ahista, bir yandan insan tacirleri, diğer yandan gayri resmi yollardan sığınmacıları sömürülebilir emek olarak gören devletin ve vahşi kapitalizmin, sığınmacıların yaşam koşulları ve buna bağlı ölümlerin sebebi olduğunu söyledi. [..Daha fazla bilgi]

Toplumun Şehircilik Hareketi: İMECE

Seçim süreciyle birlikte yeryüzünün coğrafyası çılgınlık derecesinde değiştirilmeye ant içilmeden, şehr-i İstanbul ikiye bölünmeye çalışılmadan ve Ankara dünyanın silah üretim üssüne dönüştürülmeye çalışılmadan çok önce, Toplumun Şehircilik Hareketi İMECE’yle, kentsel dönüşüm, TOKİ’ler ve bir şehir hareketinin ütopyaları üzerine konuşmuştuk.

Melih Gökçek’in “dünyanın en büyük kentsel projesi Ankara’da gerçekleştiriliyor” diye övündüğü şu günlerde röportajı yayımlamayı uygun gördük. [..Daha fazla bilgi]

İSTANBUL’DA BIZE EV YOK MU?

TOKİ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Küçükçekmece Belediyesi’nin başlattığı Ayazma/Tepeüstü Kentsel Dönüşüm Projesi için Ayazmalılara verilen sözler unutulunca, halk yeniden eylemlere başladı. Ayazmalıları barınma hakkı mücadelesinde yalnız bırakmayan meslek örgütleri ve yıkıma karşı mücadele veren diğer mahallelerin sakinleri, düşüncelerini gazetemizle paylaştı.

Şubat 2009’da 18 Ayazmalı aile “hak sahibi” olarak kabul edilmiş ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay tarafından peşinatsız ve uygun şartlarda konut sözü verilmişti.
Ancak bu söze rağmen ailelerden 10-15 bin lira tutarında peşinat istenmişti.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi’nden Özgür Temiz,
Bezirganbahçe’deki toplu konutlara yerleştirilen ailelere hangi şartlarda ev verildiyse kalan 18 aileye de aynı şartlarda ev verilmesi gerektiğini söyledi. Temiz, “Kentin içindeki zenginlerin, rant gruplarının çıkarına yapılan uygulamalarla yoksullara yönelik uygulamalar arasında fark var. Ayazma’da yaşayan insanlar yok sayılıyorlar. İnsan yerine koymuyorlar. Zenginlerle kokteyl masalarında görüşmeler yapılırken bu insanlara ayda bir kere bir açıklama yapma ihtiyacı duymuyorlar. İnsanların talepleri, beklentileri, hayatları gözetilerek karşılanmalı” dedi.

SARIGÖL’DEN DAYANIŞMA
Ayazmalıların konut mücadelesine destek veren Gaziosmanpaşa Sarıgöl Romanlar Derneği Başkanı Şadi Çatı ise dayanışmaya önem verdiklerini söyledi. Gaziosmanpaşalı Romanlar olarak aynı sorunu yaşadıklarını belirten Çatı, “Sarıgöl mahallemize 27 senedir belediye girmedi. Ne çöpü alındı ne asfaltı yapıldı. Hiçbir konuda bir çalışma yapılmadı. Belediye bir çivi dahi çakmadı. Bu ayın 5’inde yollarımızı yapacaklarını, çöpleri kaldıracaklarını ve evlerimizi boyayacaklarını söylediler. 22 gün geçti, yapılan sadece 150 metrelik bir çöp yığınını biraz düzeltmek oldu” diye konuştu.
Yapılanların kentsel değil rantsal dönüşüm olduğuna değinen Çatı, “27 yıl sonra belediye söz veriyor. Bu insanların çoğu perişan, çok fakir insanlar. Gelip birebir bu insanlarla görüşmüyorlar. İnsanların sağlık sorunları var mı? İşi var mı? Bunları sormuyorlar. Hiçbir şekilde düşüncelerimizi ve sorunlarımızı sormadan gelip evimizi yıkacaklarını söylüyorlar” dedi.
Çatı, sözlerine şöyle devam etti: “Buna ırksal-parasal-rantsal dönüşüm denir ancak. Bizi çıkarları için kullanıyorlar. Devlet ne için var? Milletinin var olmasını sağlamak için değil mi? Biz bu devlette ırkçılığı görüyoruz. Biz tamire varız ama bizi evlerimizden çıkarmasınlar, gitmek istemiyoruz. Verdikleri daireleri tabut diye adlandırıyoruz. Bizim bir kültürümüz var. Yeşil alan, parklar, yollar, bu verdikleri vaatlerin bahane olduğuna inanıyoruz.”
Yıkım karşıtı mücadele ile gündeme gelen bir başka mahalle olan Başıbüyük Mahallesi’nden aynı zamanda Maltepe Belediye Meclis Üyesi olan Adem Kaya ise “Bu ülke dışarıdan gelen göçmenlere bedava konut tahsisi yapabiliyorsa bu 18 aileyi de koruyabilirdi. Bu durumun ayrıca etnik, kültürel, sosyal bir boyutu vardır. Bu bir zorla göç ettirmedir. Sosyal hukuk devletinde bu olmamalı. Dünyaya yardım ederken kendi vatandaşını sürgün etmek ne kadar doğru olabilir? Bunu yapan TOKİ Başkan Vekili Erdoğan Bayraktar. 500 bin konut yaptığını dile getirirken bu 18 aileye verecek yeri yok mudur, diye soruyorum” diye konuştu.

(İstanbul/EVRENSEL)

http://ayazmamagdurlari.wordpress.com/

Tags:

Amsterdam’dan İşgal Evi Haberleri- Hollanda

Tahliye Dalgası Amsterdam’ı Vurdu: İşgalciler savunma yerine saldırıyı seçti.

Amsterdam- 22 Mart Amsterdam, 22 Mart Salı günü büyük bir tahliye dalgasına şahit oldu.

Bu, Hollanda’da anti-squat yasasından sonraki tahliye serisinin ilki. Hollanda’da daha önce belirli ölçüde tolerans tanınan işgalciliğe artık sıfır tolerans tanınıyor. [..Daha fazla bilgi]

AĞAOĞLU’NUN AYAZMASI İŞTE BUDUR!

Ali Ağaoğlu’nun Ayazma’da inşa ettiği konutları tanıtmak için çektiği reklamları görmeyeniniz yoktur muhtemelen. Ve muhtemelen çoğunuz bu reklamları gördüğünde, yapmacıklığı ve çiğliği ile sinirleri bozan bir reklam olduğu için az ya da çok sinirlenmişsinizdir. Herkesin sinirlenme nedeni farklı olabilir hepsinde de haklılık vardır mutlaka. Benim sinirlenme nedenim ise 5 yıllık bir hikayeye dayanıyor. Benim hikayem değil… şahit olduğum, taraf tuttuğum ve müdahil olmaya çabaladığım bir kavganın, bir mücadelenin hikayesi. Aslında hikayeyi kendi özneleri bir anti-reklam filmi çekerek çok da güzel anlattılar. http://ayazmamagdurlari.wordpress.com/ adresinden görülebilir. [..Daha fazla bilgi]

Alman Polisi’nden İşgal evine tahliye saldırısı

2 Şubat 2011 tarihinde, polis Sabah saat 4.00′da Rigaer sokağından Liebig 14 işgalinin boşaltılması için giriş yaptı. bu tahliye kararına karşı önceden örgütlenen protestocularda, 04.30′dan itibaren yüzlerce sayıya ulaşarak Liebig 14 dışında beklemeye başladılar. Saat 05.00 civarında direniş başladı. Direniş sonucunda heryerden püskürtülen polis çevre binaların çatısına çıkarak durumu kontrol altına almaya çalıştı. 07,30′a gelindiğinde, polis medyayı bloke ederek anakapının sol penceresinden Liebig14′e girdi. Polisin kapıyı kırmak için getirdiği koçbaşı ve onun yanısıra ne olduğu anlaşılamayan bir sürü alet medyanın dikkatinden kaçıyordu. Bu esnada Frankfurter Allle üzerinden Dayanışmak için Liebig14′ün önüne yüzlerce aktivist geldi. Çatışmalar yaşandı. uzun süren gün sonunda polis 17 kişiyi gözaltına aldı. Ardından yaşam alanını tüm gücüyle ortadan kaldıran polis binayı uzun uğraşlar sonucu tahliye etti. [..Daha fazla bilgi]

Yıkım gerginliği

 

Sarıyer’deki yıkım sırasında mahalleli ile görevliler arasında gerginlik çıktı.

Sarıyer Çamlıtepe Mahallesi’nde, kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan yıkım sırasında mahalleli ile görevliler arasında gerginlik çıktı.
2 gecekondunun yıkımına ilişkin alınan mahkeme kararını uygulamak amacıyla sabah saatlerinde belediye ekipleri çok sayıda çevik kuvvet polisinin desteğiyle mahalleye geldi.

Gecekondu sakinlerini evlerinden çıkarıp eşyalarını tahliye eden belediye ekipleri, yıkıma başladı. Bu sırada mahalleli ile görevliler arasında tartışma yaşandı. Bazı mahalle sakinleri, gazetecilere de tepki gösterdi. Tartışmaların arasında gecekonduları yıkan, belediye ekibi mahalleden ayrıldı. [..Daha fazla bilgi]

Tags:

Af Örgütü: Tarlabaşı’nda tahliyeleri durdurun!

Tarlabaşı

Kentsel dönüşüm projesi nedeniyle Tarlabaşı’nda yaşayan birçok ailenin zorla tahliye edildiğini belirten Uluslararası Af Örgütü, “Türkiye yetkilileri, İstanbul’un merkezinde yaşayan korunmasız bazı ailelerin şimdiden evsiz kalmasına yol açan acımasız zorla tahliyeleri durdurmalı” çağrısında bulundu. [..Daha fazla bilgi]

Bir “Kentsel Aklama” Hikayesi: Ağaoğlu My World Europe

Önce prim şampiyonu olmuş Basketbol Milli Takımı`na başarılarından dolayı yeni yapacağı kapalı sitede birer daire vereceğini açıkladı.

Sonra gündemin Tophane olayı ile meşgul olduğu bir Cumartesi sabahı, bütün büyük gazetelerde “istikbal gök(delen)lerdedir” der gibi gözlerini kısarak bakan ve “Bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak ediyor” özlü sözüyle, kendisini şürmanşetten gördük. Taşlar yerine oturuyordu. Aynı günün akşamında başrolde olduğu reklam filminde, “Ben Ali Ağaoğlu. Burası Istanbul Ayazma. Burada 3100 konutluk yeni bir yaşam merkezi kuruyoruz. % 87`si yeşil alan olacak. İçinde golf sahası bile olacak. Hep hayal ederdim 10. kattaki evin bahçesi olur mu? Yaptım olacak. Çünkü bu ülkede herkes havuzlu, güzel, kaliteli bir evde oturmayı hak ediyor… Bu yeni projemizde 10 bin lira peşinat veren herkes daire sahibi olacak.” Diyerek ballandıra ballandıra yeni Ağaoğlu My World Europe projesinin detaylarını anlatıyordu.

Bütün bu reklamların reklam kokan hareketler olduğunu, bir reklamla nasıl da iki kuş vurulabileceğini hemen akabindeki günlerde basından öğrenme şansımız oldu. Ali Ağaoğlu, kendi şirketinin reklam filminde oynadığı için tam 1 milyon dolar ücret almıştı ve bu parayı eğitime bağışlayacaktı ve evet bu eli açıklık onu bir kere daha gazetelerin ön sayfalarına taşımıştı..

Karşımızda ciddi bir sosyal sorumluluk eylemliliği içinde bir müteahid mi, yoksa bu işte bir iş mi vardı?

Kamuoyunun merkezindeki Milli Basketçilere gösterilen hayırseverlik ile başlayan gündemden nemalanma fırsatçılığı, bir cebinden 1 milyon dolar alıp öbür cebine aktardığı reklam gelirini “eğitime” bağışlama büyüklüğüyle katmerlenmişti. Bu işte ki işi anlamak için literatüre yeni bir kavram katmamız gerekiyor sanırım: kentsel aklama (urban wash). Aslında kentsel aklama, çevre duyarlılığını reklam malzemesi olarak kullanmayı açıklayan yeşil aklama (green wash) benzetmesinden fazlasıyla esinlendi. Yeşil aklama hikayeleri çoktur. Örneğin Garanti Bankası harcadıkça çevre projelerine kaynak aktaran Yeşil Bonus kartı ile çevreye duyarlı bir imaj çizerken, Hasankeyf`in ve Dicle Vadisi`nin imajını komple çizecek Ilısu Baraj Projesi`ne kredi vermekten geri durmaz..

Acaba bu Ağaoğlu fenomeni ile karşımızda, kentsel dönüşüm mağduriyetleri üzerinden elde edilecek bol sıfırlı kazançların sosyal sorumluluk makyajı ile aklanması durumumu var? Ve bu kentsel aklama olayı ya tutarsa?

Ne alakası var diyen, sosyal sorumlu seslere bir hatırlatma. Bugün, 10 bin peşinat veren ve bolca borçlanan herkesin iyi yaşama hakkına kavuşacağı, havuzlu, güzel, kaliteli bir evde oturacağı, kah golf kah 12 dev adam ile basketbol oynayacağı, isteyenin 10. katta teras bahçesinde takılacağı TOKI ortaklığı ile gerçekleştirilen Ağaoğlu My World Europe projesinin tam da bulunduğu yerde, Ayazma`da, Olimpiyat Stadı`nın oralarında, yakın bir zamana kadar Ayazmalılar olarak bilinen kentin yoksul emekçileri yaşardı.

TEM Bağlantısı, Olimpiyat Stadı derken rant değeri yükselen bu Gecekondu mahallesi, Küçükçekmece Belediyesi, IBB ve TOKI üçlü protokolü ile kentsel dönüşüm alanı ilan edildi. Binlerce insan (256 kiracı, 1474 sayıda mülk sahibi olmak üzere 1730 adet hak sahibi) TOKI`nin Bezirganbahçe Toplu Konutları`nda (peşinatsız ve sabit taksitle) yeniden iskan edildi. Ayazmadaki konutlar tahliye edildi ve yıkımlar gerçekleşti. Sıra sıra uzanan TOKI`nin soğuk beton yığınlarında, üzerlerine üzerlerine gelen duvarlar arasında ruhu sıkışan Ayazmalılar, düşük inşaat kalitesi, aylık taksit ve aidatlar, ve iş imkanlarına olan uzaklık gibi faktörlerle toptan baş etmek durumunda kaldı, bir çoğu bu değişen yaşam koşullarında barınmayı başaramadı, haklarını elden çıkardılar (Bu başka bir yazının konusu..).

Bezirganbahçe Toplu Konutları`nda bile hak sahibi olamamış 18 kiracı ailenin çektikleri sıkıntı başlı başına ibretlik bir hikaye. Yine Ayazma`da gecekonduda ikamet ediyor olmalarına karşın, hak sahibi sayılmamışlar, konutları belediye tarafından yıkılmış ve evsiz kalmışlardır.Yıkılan konutları üzerinde kurdukları barakalarda iki sene, yağmur, çamur, kar, fırtına demeden yaşayan 18 aileye, verdikleri mücadelenin sonunda Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay 20 Kasım 2009 günü Esra Ceyhan’ın programında, Bezirganbahçe’deki toplu konutlara taşınanların koşullarında sosyal konut tahsis edileceğine, bu konutlara yerleşene kadar da kira yardımı yapılacağına söz verdi. Bu sözleri Nisan ayında Küçükçekmece Kent Konseyi toplantısında, seçim sürecinde çeşitli seçim konuşmalarında, Haziran 2009 tarihinde Birleşmiş Milletler HABİTAT heyeti karşısında tekrarladı.

Gel zaman git zaman TOKI`nin Kayabaşı Konutları`nda hak sahibi olduğunu öğrenen 18 aile umutlanmıştı. Ancak TOKİ yetkilileri 1 yıl boyunca kira yardımı yapılan ailelerden 10.000 TL ile 15.000 TL arasında peşinat istemekte, Bezirganbahçe Konutlarında maliyetine yakın bedelle konut tahsis edilirken, şimdi daha küçük konutları daha pahalı fiyatlarla satmaktadır. Bezirganbahçe Konutlarında sabit taksitlendirme varken 18 aileye memur maaşlarına endeksli taksitlendirme yapılmıştır.

Kira yardımı ile yaşayan düzenli bir işi bile olmayan yoksul insanlara “10 bin peşin daire senin” derseniz, onlarda isyan eder. Gerçekten sorumluluk sahibi insanlara da (bknz. kentsel aklama) onlara destek olmak düşer. Ayazmalı 18 aile de, aylarca Küçükçekmece Belediyesi önünde onlarla dayanışan insanlarla birlikte oturma eylemi yaptılar. Ve yapılan bu eylem, sadece ve sadece verilen sözlerin tutulması, barınma ihtiyaçlarının sağlanması, Bezirganbahçe Konutları ile aynı koşullarda (peşinatsız ve sabit taksitle) hak sahibi olabilmeleri içindi.. Bugün her yerde Ali Ağaoğlu ve yeni Ayazması boy gösterirken, Ayazmalılarında gücü tükenmekte, dirençleri kırılmaktadır..

Bu konuda hiç ses çıkartmamış olanları, veya “onlar gecekonducu, işgalci, ve zaten de kiracılarmış” vs. diyen sesleri, şimdi vicdanlarının ve Ali Ağaoğlu`nun “bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak ediyor” sesiyle baş başa bırakıyoruz. Bir tarafta “10 bin peşin daire senin”lerin golf sahalı yeni Ayazması, öbür tarafta 10 bini olmadığı için TOKI`nin sorun yumağı sosyal konutlarında bile hak sahibi olamayan Ayazmalı mağdurların yıllardır yaşadıkları..

Tabii ki Ayazmalıların barınma haklarına kavuşması yönünde sorumluluk kamu-da-dır. Kamu gereğini yapmalıdır. Ancak, Ağaoğlu TOKI ile ortaktır. Yoğun kentsel aklama faaliyetleriyle, Ayazmada yaptığı projesiyle artık bu sorunun sorumluluğunu paylaşmaktadır.

Evet bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak ediyor. Ama bazıları diğerlerinden daha çok.. Buna dur demek hepimize düşüyor…

http://www.internationala.org/index.php/isyan/sinif-savasimi/1168-bir-kentsel-aklama-hikayesi-aaolu-my-world-europe.html