İstanbul Indymedia
  istanbul.indymedia.orgistanbul indymedia
 
hakkımızda iletişim bbm'ye katıl takvim haber yayınla
standart bbm kara bbm kızıl bbm seçenekler

bbm'ye katılın



8 Haziran akşamı gözaltına alınarak tutuklanan Mehmet Bal, istanbul'da sırasıyla, Beşiktaş İnzibat, Hasdal Askeri Cezaevi'nde işkenceye uğradı. Dün(13 Haziran) Adana'ya; 6. Kolordu Askeri Cezaevi'ne sevk edildi. 16 Haziran'da 6. Kolordu Askeri Mahkemesi'nde duruşması yapılacak. Avukatı Suna Coşkun, bir basın açıklaması yaptı ve aynı zamanda da dayanışma çağrısında bulundu.

Devamı için tıklayınız...



8 Haziran Pazar günü polislerce gözaltına alınıp Beşiktaş Jandarma Karakolu'na teslim edilen vicdani retçi Mehmet Bal, gözetim altında tutulduğu gece boyunca bir çok baskı ve şiddete maruz kaldı. Hasdal Askeri Mahkemesi'nce tutuklanıp cezaevine konulan Mehmet Bal, kendisine yapılanları protesto için açlık grevine başladı.

Avukatlarının Mehmet ile yaptıkları görüşme sonrası tuttukları tutanak Mehmet'in uğradığı işkenceyi gözler önüne serdi. İtaatsizlik emirlerden de, emirleri uygulayanlardan da daha güçlüdür.

TUTANAKTIR

11 Haziran 2008 Çarşamba günü saat 15:15 civarı Mehmet Bal ile görüşmek için 3. Kolordu Hasdal Askeri Cezaevi'ne gittik. Mehmet Bal'ı iki asker kucaklarında görüş yerine getirdiler. Mehmet Bal ayakta duramıyordu, oturamıyordu. Üç sandalyenin üzerinde tam yatar şekilde görüşe başlanıldı.

Cezaevine getirildiği 09 Haziran 2008 Pazartesi günü astsubayın zorla ve kaba dayakla saçını kestiğini, daha sonra koğuş mümessili tutuklu Necati Polat'ın bulunduğu hücreye konulduğunu;

Astsubay'ın çıkarken Necati Polat'a “Sen gerekeni yaparsın” dedikten sonra, Necati Polat ve koğuşundaki 3-4 kişi tarafından yaklaşık 45 santim uzunluğunda bilek kalınlığında odun sopalarla dövüldüğünü

Dayak sonucu bayıldığını ve duşa götürülüp soğuk suyla ayıltıldıktan sonra tekrar dövüldüğünü;

haberin tümü



Mehmet Bal işkenceye ve tutsaklığa maruz kalıyor, hala!

8 Haziran akşamı saat 8.30 sularında Arnavutköy'deki adresine gelen sivil polisler tarafından sokakta yürürken doğrudan gözaltına alınan Anarşist Total Retçi Mehmet Bal, Beşiktaş İnzibat Birliği'ne götürüldü ve burada da hiçbir şekilde kendisine sunulan belgeleri imzalamayan arkadaşımızın zorla parmak izi alındı, inzibat birliğindeki görevli askerler, “görevlerinin icabı” olarak yine fiziksel şiddet uyguladı ve kendisi, iktidarların üzerindeki hak iddialarını ve fiziksel saldırılarını protesto etmek amacıyla açlık grevine başladı.

Zor kullanma, itaat, ölü-seviciliği ve teslimiyetin yüceltildiği kurumlar tarafından teslim alınmak istenen Mehmet Bal, iktidarların; ölü-sevici saldırılarına karşı yaşamdan yana bir tutum alarak asker olmama yolundaki direnişine devam ediyor. Bedenleri ve ruhları üzerinde hak iddia eden “alçaklara” onların teslimiyet isteklerine, adaletsizliklerine, eşitsizliklerine, ayrımcılıklarına, cinsiyetçi politikalarına, çok boyutlu yıkıcı şiddetlerine, cinayetlerine karşı çıkmak ve şu an tutsak olan Mehmet Bal'ın onurlu duruşuyla dayanışmak ve yalnız olmadığını göstermek, maruz bırakmak istedikleri sessizliğin yekpare olmadığını birlikte haykırmak için 11 Haziran Çarşamba saat 13.00'de Galatasaray Meydanı'nda, Antimilitarist İnsiyatif tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirilecek. Hayattan ve özgürleşmeden yana olan ve onurlu bir noktadan dayanışarak yaşamak isteyenlerin seslerini birleştirdikleri bir eyleme, tüm özgürlükçü bireyleri ve kurumları davet ediyoruz.

İstanbul İndymedia

Devamı için tıklayınız...


Bu sene ikincisi düzenlenen “ÖSS Duvarını Yıkalım” mitingi varoşlardan akarak gelen sınava öfkeli liselerin ve emekçi gençliğin öfkesinin yansıdığı, eğitim emekçilerinin ve velilerin sorunlarını haykırdığı, daha ÖSS duvarına yaklaşamadan eğitimden yoksun bırakılan işçi ve emekçi gençliğin sorunlarının birleşik, kitlesel ve ortak bir şekilde dillendirdiği bir kürsü oldu. Haftalardır mahallelerde yoğun bir çalışması sürdürülen “ÖSS Duvarını Yıkalım” mitingi, bini aşkın öğrencinin, işçi ve emekçinin katılımı ile Kadıköy İskele meydanında coşkulu bir şekilde gerçekleşti. Velilerin, eğitim emekçilerinin ve tekstil işçilerinin de yoğun katılımı gözlenen mitingte, sık sık “Cinsel, ulusal, sınıfsal elemeye son!” “Emekçiler için eğitim, eğitim için dayanışma” “ÖSS Duvarını Yıkacağız” sloganları atıldı. TÜM-İGD, LÖB, ESP'li Emekçi Memurlar, Sosyalist Gençlik Derneği Öğrenci Velileri, Öğrenci Birliği, Devrimci Öğrenciler, Dev-lis, Mayısta Yaşam Kooperatifi, Anadolu’da Yaşam Kooperatifi, Esenyurt Kolektifi, 78 ADA-Der, Yeni Dünya Gençliği, Dev-lis, EHP Gençliği, İLGP, Yeni Demokrat Gençlik, Demokratik Gençlik Derneği, Genç Düş- Dem-Lis, Özgür Lise, DÖB, Bilinçli Gençlik ve KÖZ’ün katılımı ile gerçekleşen mitingte, kurumlar “ÖSS Duvarını Yıkalım” pankartının arkasında Tepe Natulus’ün önünde toplanıp yürümeye başladılar. Yürüyüş sırasında sık sık, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!”, “ÖSS Duvarını Yıkacağız” şeklinde sloganlar atıldı.


1993 yılında beri örgütlenme çalışmalarını legalite üzerinden devam ettiren LGBT bireylerin yanyanalığı ile LAMBDA İSTANBUL-www.lambdaistanbul.org yaratıldı. Varoluşundan şimdiye kadar 15 yılı geride bırakmış olan bir “radikal” örgütlenme olarak ilk legalleşmiş kurumsallaşma biçiminindeki örgütlenme faaliyetleri ve 1 yıla yakın bir süredir devam etmekte olan ve dün sonuçlanan kapatılma davasına ilişkin olarak Lambdaİstanbul'lu dostlarımızdan Yeşim Başaran, Sedef Çakmak ve Boysan Yakar ile bir söyeşi gerçekleştirdik.

- İ-indymedia: Lambda İstanbul'un kendi varoluş deneyimi ve süreç içerisindeki bireylerin alıştırılmışın dışında yanyana durarak kendilerinin yarattıkları kolektif fotoğrafa baktığımızda aşılmış olanlar neler? Bir arada durmanın hayattaki karşılığı hangi noktada pratik değişimleri beraberinde getiriyor?

- Boysan: Türkiye’de 93’ten bu yana örgütlenme adına büyük adımlar atan LGBTT bireylerin sistemin baskıladığı bireyini apolitik ve dayanışmasız tektipleştirici anlayışa mahkum eden zihniyete tezat oluşturacak bir yapılanmayla oluşturdukları hareketi kendi eksenlerinde geliştirmeleri günümüze de önemli oranda deneyim ve refleksler kazandırmıştır. Toplumsal mücadeleye dair pek de uzun olmayan bir belleğe sahip toplumumuzda ayrımcılık gibi insan hakları temelli ortak mücadele alanlarında filizlenen LGBTT hareketi de sol anlayışın hak mücadelelerinden ve politik yaklaşımlarından etkilenerek şekillenmiştir. Bu bağlamda yıllar içinde elde edilen görünürlülük ve söz sahibi olunan alanlarda daha önceki sosyal hareketlerin yarattığı pratiklerin de gözardı edilmemesi gerekmektedir. Öte yandan günümüzde bile sayfa sayfa artan LGBTT varoluşuna dair tehditler şiddet vakaları ve devlet organlarınca içselleştirilmiş hak ihlalleri karşısında dayatılan saklanma ve gizlenme anlayışına karşı bir dil üretmek isteyen bireyler muhakkaktır ki bir araya gelip kendi özgürleşmeleri için ortak mücadele alanları oluşturacaklardı.

Devamı için tıklayınız...




2007 Temmuz’unda gorulmeye baslayan davanin 6. durusmasi 29 Mayis 2008 tarihinde Beyoglu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde goruldu ve yerel mahkeme, dernegin tuzugunu hukuka ve ahlaka aykiri bularak kapatilmasina karar verdi. Bundan sonraki surec, davanin Yargitay tarafindan incelenmesiyle devam edecek. Bu surec tamamlanana kadar dernek varligini surdurecek.

Bu konuda Lambdaİstanbul'un açıklaması şöyle:

1993’ten beri Istanbul’da faaliyet gosteren Lambdaistanbul, 2006 Mayis’inda derneklesti. Istanbul Valiligi, dernek tuzugunun hukuka ve ahlaka aykiri oldugunu iddia ederek kapatilmasi icin savciliga basvurdu. Savci orgutlenme ozgurlugu kapsaminda davayi reddetmesine ragmen Valilik karara itiraz ederek konuyu mahkemeye tasidi. 2007 Temmuz’unda gorulmeye baslayan davanin 6. durusmasi 29 Mayis 2008 tarihinde Beyoglu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde goruldu ve yerel mahkeme, dernegin tuzugunu hukuka ve ahlaka aykiri bularak kapatilmasina karar verdi.

Lambdaistanbul derneginin kapatilma istemiyle acilan dava surecinden bizim anladigimiz, Turkiye’de fiilen ve yasal olarak varolan LGBTT orgutlerinin yasal alanin disina itilmeye calisildigidir. Toplumsal duzen, kendi icindeki celiskileri cozmeye calismak yerine, bu celiskilerin hali hazirda ceremesini ceken kimlikleri ve kisilikleri mahkum etmektedir. Boylece toplumsal duzeni koruma iddasinda olanlar LGBTT’lerin her an ve her turlu somuruye acik bir sekilde yasamaya devam etmelerinin kendi cikarlarina daha iyi uydugunu acikca belirtmis oldular.

Bizler her hak mucadelesinin mesru zeminini yaratmanin uzun cabalar gerektiginin bilincinde olarak yasal taninirlik uzerinden mesruiyet zeminimizi artirma cabalarimiza devam edecegiz.

Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi



Kürt Vicdani Red İnisiyatifi'nden İsviçre'de eylem ve iki yeni redçi
28 mayıs 2008 tarihinde isviçrenin bern büyükelçiligi önünde Kürt vicdani red insiyatifinin organize ettigi bedelli askerlik karşıtı Neyin bedeli adlı kampanya,yapılan basın açıklaması ve vicdani red deklarasyonlarıyla başlatıldı. Basın acıklamasına yaklaşık yirmi kişi katıldı,avrupa barış meclisi,isviçre halk meclisi,isvicre göçmen işçiler fedarasyonu,avrupa demokratik gençlik harekatı ve Yazar Gün zileli desteklıyor kampanyayı.

Saat 14 00de kürt vicdani red insiyatifi adına vicdani redci metin aydın tarafında kampanya metni okundu,Ardında Ömer kıral ve Özkan Kalın vicdani redlerini kamuoyuna deklare ettıler.Büyükelçilik kanalıyla Özkan kalına gönderilen bedelli askerlik yapılmasının istenildigi evrak elçilik önünde yakıldı,Elçilik önünde yaklaşık yarım süren eylemde isviçre polisi yogun güvenlik önlemleri aldı.Basın açıklaması metni ve vicdani red acıklamalarının oldugu metinler polisler aracılıgıyla elcilik görevlilerine verildi,

Basın açıklamasının ardında Bern postahanesinden corlu kapalı cezaevınde tutsak bulunan Vicdani Redçı Halil Savda'ya destek kartları atıldı.Kısa bir açıklama yapan metin aydın,hallil savdanın derhal serbest bırakılmasını ve Halil savda nın yanlız olmadıgını hep onla birlikte olacaklarını vurguladı.Kampanyalarının degişik etkinliklerle sürücegini belirtti.



Kesinleşmiş mahkumiyeti nedeniyle şu anda Çorlu Askeri Cezaevi'nde yatmakta olan Halil Savda'nın tutuklanmadan hemen önce aylık anarşist fikir gazetesi Ahali ile yapmış olduğu röportaj, gazetenin Nisan/Mayıs 2008 tarihli sayısında yayınlandı.

Ahali Gazetesi'nin vicdani red hareketi ile ilgili sorularını yanıtlayan Halil Savda, "Toplumda şiddetsizliği arzuluyorsak, şiddetsiz mücadele yöntemini geliştirmemiz lazım. Eğer özgür değilsek bugünden ilişkilerimiz de özgürlüğü inşa etmemiz lazım. Eğer biz demokratik yapılar oluşturmak istiyorsak bizim kendi yapılarımızı demokratik kılmamız lazım. Biz bunu yaptığımızda sisteme karşı çok daha güçlü konumlanabilir, alternatif bir sisteme veya alternatif bir yaşama alanına, yaşam tarzına katkı yapabiliriz. Bu açıdan işte vicdani retçilerin sivil itaatsizlik tutumları, muhalefetin gelecekteki mücadele yönü açısından iyi bir örnektir. Biz her alanda bu tarz mücadeleler örgütlediğimizde ve bu tarz tutumlar sergilediğimizde emin olun sistemi daha çok zorlamış oluruz. Belki sistemi yıkmayız ama sistemi en azından zayıflatabiliriz. Ve kendi yaşama alanlarımızı daha da genişletebiliriz." diyor.

Röportajın tamamını okumak için tıklayınız....





Hemen hepsi bir siyasi partide yönetici olan tersane patronları, politikacı kimlikleriyle bir yandan sosyal adalet yalanlarını sürdürürken, kardan gözü dönmüş öteki halleriyle de yanlarında çalıştırdıkları işçilerin birer birer ölümlerine, sakat kalmalarına seyirci kalıyorlar.

İşçiler bu kez de sokaklarda, ama bu kez ücret artışı ya da sosyal iyileştirmeler peşinde değiller. Öncelikli olarak çalışırken ölmemeyi istiyorlar. Aslında düşük ücret ya da kötü çalışma koşuları zaten bir çok işçinin yavaş yavaş ölmesine neden oluyordu. Şimdi değişen şey bu ölümlerin daha aleni olması.

Şimdi devlet, tersaneleri kapatarak kendi pisliğini örtmeye çalışıyor. Ama ezilenlerin öfkesinden kurtulamayacaklar.



1 Mayıs 2008 istanbul...


"Eğer bizi asarak ... tahakküm altındaki milyonların, sefalet içinde çalışan ve kurtuluşu arzulayan; bekleyen milyonların bu hareketini, işci hareketini ezebileceğinizi umuyorsanız -eğer düşünceniz buysa, o zaman asın bizi! Burada bir kıvılcımı ezeceksiniz, ama şurda, burda veya orada, arkanızda, -ve önünüzde, ve her yerde alevler yukseliyor. Bu gizli bir ateş. Bunu asla söndüremezsiniz". - Albert Spies, Anarşist Emekçi

Dünya genelinde politik/siyasi, ekonomik, düşünsel iktidar/güç sahiplerinin egemenlerin doğrudan ya da "dolaylı" olarak gerçekleştirdikleri çok boyutlu ölümcül saldırılarının durdurabileceğinin mümkünatını gösteren, doğrudan gündelik yaşamı dönüştürmeye yönelik, çokluğun biraradalığı ile birlikte bir kampanya başka bir mücadele başladı, bundan 122 yıl önce, Chicago; Amerika'da. Amerikan Emek Federasyonu'nun "sekiz saat 1886 Mayis'inin 1'i itibariyle yasal gunluk calisma suresi olmalidir “ şiarıyla günışığına çıkan mücadelede anarşistler, sosyalistler ve işçiler birlikte yanyana hareket etmeye başladılar. Ve 122 yıldır; 1 Mayıs günü dünyanın hemen her yerinde, çok renkli biçimlerde, hayatın farklı alanlarına anlam verenlerin, şenlikli festivali olarak varediliyor, kimi topraklarda mücadele sonrasında 1 Mayıs gününün işgünü dışına çıkartılarak tatil olma hakkıda elde edildi. Türkiye'de de diğer topraklarda olduğu gibi burjuvazi 1 Mayıs'ı görmezden gelme ya da kendi manipülatif; faşizan sloganlarıyla; gericiliğine katma arzusuyla yanıp tutuşmakta; ancak emek hareketlerinin ve ruhunda özgürlük ateşinin sıcaklığını taşıyanların, her yıl olduğu gibi; bu ikiyüzlülüğü durduracak eylemliliklerle; hayatın diğer alanlarıyla da bağlantı kurarak mücadeleyi genişletiyor ve yükseltiyor. Bunlardan birisi ise, bu yıl 3. kez karşılaşacağımız Uluslar arası İşçi Filmleri Festivali, festivale dair festival organizasyonuna görev alan gönüllü arkadaşlarımızla uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Festival organizasyonunda anarşist,sosyalist,komünist özgürlükçü bireylerin ve emek örgütlerinin birlikte varoluşu, totaliterci bir yapıya bürünmeden; ticari hiçbir kaygı gütmeden; farklılıklarla bir aradalığın güzelliği temelinde ortaklaşabileceklerinin sözün ötesinde pratiğini de gerçekleştirmenin bir diğer örneği oluyor. Sohbetimiz; festivalin dünü, bugünü ve yarınına; öğrendikleri ve paylaşabildiklerine dairdi. Türkiye Devleti'nin şu andaki siyasi iktidar sahiplerinden AKP'nin ve modern faşist devletin yaratmaya çalıştığı tek boyutlu gerçeklik algısının şiddeti kullanmasını yasallık silahıyla eline almış olan Polis'in ve Ordu'nun 1 Mayıs'ta sokakları emekçilere, işçilere, devrimcilere kapatmak için gaz bombları, silahlar, panzerler, kendisinin imzasını attığı savaşlarda kullanılmasını kendisinin yasakladığı kimyasal gazlarla korkutmaya ve evlere hapsetmeye çalıştığı emeğin birliğinin "şenlikli festivali" isyanı herşeye rağmen "kendince" varolabildi, sokakları doldurdu. Festival 1 Mayıs sonrasında salonlarda ve sokaklarda direnişin salt bir günden ibaret olmadığının, çok boyutlu özgürlük mücadelesinin çok boyutlu bir biçimde sürdürülmesinin bir pratiği olarak devam ediyor. Sokakları dolduranlar, sokaklardan salonlara, salonlardan sokaklara, isyana, özgürlüğe ve devrime, hayata, şimdi ve yine ve yeniden! "Aşk olsun" hepimize!

Röportajın Devamı için tıklayınız....

Festival ile ilgili olarak ayrıntılı bilgi almak, filmler hakkında bilgilenmek, festival gazetesine ve festival kataloğuna ulaşmak için festival sitesine aşağıdaki banere/animasyona tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Haydi Festivale




Sendikalı oldukları işten çıkarılan 400 Yörsan işçisinin direnişi 132. gündür devam ederken, işçilerle dayanışmak, direnişlerine destek vermek adına Yörsan ürünlerini boykot etmeye çağırıyoruz!!!!.


İnsan türünün dünya üzerinde ayak basmadığı ve yaşamadığı bir coğrafya yok. Yine aynı dünyanın her coğrafyasında, her gün yüzlerce insanın kanının döküldüğü savaşlar hüküm sürüyor. İnsanlık din, etnik köken, ekonomik çıkarlar ve kimi zaman da “demokrasi” için katliam yapıyor; şiddeti egemen kültür olarak hayatın vazgeçilmez bir unsuru olarak yaşatıyor.

İnsanlık ‘ürettiği’ savaşlar için yaratıcılıkta hiçbir sınır tanımıyor. Geliştirdiği bilim ve teknolojiyi önce askeri kullanımın hizmetine sunuyor ve çıkarılan her yeni savaşta akla hayale sığmayan zulüm biçimleri geliştiriyor.

Ama aynı insan türünün sayıları hiç de azımsanmayacak kadar çok başka fertleri ise, her şeye inat ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunuyor. O insanlar için barış, “iki savaş arasında geçirilen zaman” değil. Tam tersine barış onlar için en doğal talep ve yürüdükleri yolun ta kendisini ifade ediyor.

haberin tümü



19 Nisan Cumartesi günü İstiklal Caddesi, "biz erkek değiliz" sesleri ile çınladı. İtalyan sanatçı Pippa Bacca ile gündeme taşınan, aslında gazetelerin üçüncü sayfalarında artık sıradan bir olay olarak görmeye alıştığımız tecavüze ve erkek egemen anlayışa "biz erkek değiliz girişimi" katılımcısı erkekler ve aynı göğün yarısını ellerinde taşıyanlar olarak destek veren kadınlar İstiklal Caddesinde yoğun katılımlı bir eylem yaptılar.

"Biz erkek değiliz girişimi" üyeleri, erkek egemen sistemin reddi anlamında taktıkları duvaklarla, "öldürmek erkeklikse, tecavüz etmek erkeklikse, homofobik olmak erkeklikse, askere gitmek erkeklikse biz erkek değiliz" yazılı dövizler ile Galatasaray Lisesi önünden Taksim meydanına yürüdüler. Yürüyüş sırasında biz erkek değiliz sloganlarına ve alkışlara çevredende yoğun bir katılım oldu.

Taksim meydanında okunan basın açıklamasından sonra eylem "şimdilik" sona erdi. Eylemde okunan basın açıklaması :

Pippa Bacca’nın korkunç ama çok da sıradışı olmayan ölüm biçimi, yani tecavüz edilerek öldürülmesi, sansasyonel bir durum yarattı bu defa. 8 martta başladığı yürüyüşünü savaşların olduğu ya da güvenliksiz olarak nitelenen bir rotada gerçekleştiren bir kadın sanatçı ve ‘yabancı’ olmasıydı bu sansasyonun nedeni. Trajik bir biçimde dikkat çekmeye çalıştığı öntargıların kurbanı olması da vicdanları sarstı belki.

Ama ikiyüzlülüğü de ortaya çıkardı bu olay. Sanki bu ülkede hergün namus-töre-iffet adına kadınlar öldürülmüyormuş gibi; ‘biz Avrupa’nın ahlaksızlığını almadık’ minvalinde nutuklar çeken bir başbakan yokmuş gibi, kadınlara yönelik taciz-tecavüz-salsırı ve öldürme olayları nerdeyse sıradan olaylar değilmiş gibi, medya ve yetkililer namusumuzu hemen temizleyiverdiler. ‘Bizi elaleme rezil eden bir alçak hemen derdest edildi.’ Hemen diplomatik yollarla özürler dilendi, manşetler atıldı, haber bültenlerinde alçak tecavüzcü teşhir edildi. Sanki ‘iffetsiz’ Avrupalı kadınlara yönelik taciz ve tecavüzün neredeyse bir milli erkek sporu haline gelişi, sokaklarda kadınların her an tacizle karşılaşabiliyor olması, bir kuytuda ya da herkesin gözleri önünde öldürülüyor olması, intihara zorlanıyor olması başka bir ülkeye ait olgularmış gibi; sanki AKP’li bir kadın milletvekilinin sonuçlarını bile açıklamaya ürktüğü ensest araştırması başka bir ülkede yapılmış gibi.

haberin tümü



Avrupa 5. Küresel Eylem Toplantısı – Atina 20 / 27 Ağustos

PGA- 1988 de başladı, ve çeşitli antikapitalist ve otorite karşıtı prensiplere uygun (yazının sonunda PGA’nın temel ilkelerini bulabilirsiniz) ortak çaba ve uygulamaları paylaşan grupları ve insanları koordine eden yaygın bir yapı ve araç oldu. PGA, G8, WTO, Dünya Bankası ve IMF ye karşı uluslararası eylem günlerinin yanısıra, 1999 da “Kıtalararası karavan” projesine ön ayak oldu. PGA, Seattle’da, Cenova’da, Prag’da ve bunlardan daha az popüler birkaç eylemde de , pekçok hareket ve düşüncenin arkasındaki harekete geçirici güçtü. Uluslararası teşebbüsler ve yerel çabaların birleşme noktasında, PGA ye yakın gruplar şu anda durgunluğu önlemek için yeni yollar arıyor.

Avrupa’da, PGA ilkeleriyle bağdaşan gruplar 2 yılda bir, “ev sahibi” kolektifin aracılığıyla buluşuyorlar. 1998’ den beri, bu konferanslar, bizim ortak eylemlerde daha iyi organize olmamızı sağlayan bağlar kurma ve deneyim ve bilgi değişimi günleri için fırsat olagelmiştir.

PGA-Avrupa’ nın 5.toplantısı, bu kez, Yunanistan’da gerçekleşecek

PGA Avrupa’nın son toplantılarında açılan tartışmayı organize ve koordine etme sorumluluğunu Balkanlardaki merkezsiz bir aktivist ve kolektifler ağı üstlendi (decentralized Balkans network). Bu durum bu insiyatifin en büyük avantajıdır. Toplantıyı düzenleyen, geçmişteki diğer konferanslarda olduğu gibi yerel bir kolektif değil, onun yerine, canlı ve merkezsiz bir Balkan ağıdır.

haberin tümü



Yaşamakta olduğumuz birçok olay, üçüncü sayfa ülkesindeymişiz hissi uyandırıyor.

Pippa Bacca’nın korkunç ölümü ikiyüzlülüğümüzle yüzleşme fırsatı verebilir belki. Kadınlara yönelik baskılar ve saldırıların sıklıkla yaşandığı bir ülkedeyiz. Pippa T.C. devleti vatandaşı olsaydı, büyük ihtimalle, üçüncü sayfa haberi olarak kalacaktı bu olay. ‘Ele güne rezil olduk’ kaygısıyla verilen demeçlerin, yapılan haberlerin her tarafında ikiyüzlülük akıyor.

Bu ülkede kadınlar yoğun bir şekilde şiddete ve saldırıya maruz kalıyor, öldürülüyor ve buna birçok kisve bulunuyor.

Biz bu kisveleri reddeden erkekler olarak, tepkimizi göstermek için bir yürüyüş/gösteri yapacağız.

‘Tecavüz etmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ!’

‘Namus bekçiliği yapmak erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ!’

‘Öldürmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ!’

‘Homofobik olmak erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ!’

diyeceğiz ve kara duvaklar takıp yürüyeceğiz. Yanlız değiliz; kadınlar da bizimle olacak.

Üçüncü sayfa ülkesinde yaşamak istemiyoruz!

KARA DUVAKLI ERKEKLER.

Buluşma yeri: Galatasay Lisesi ile Yapı Kredi Bankası arasındaki heykelin önü

Zaman: 19 Nisan Cumartesi

Saat : 17.45

haberin tümü



Zabalaza Anarşist Komünist Cephesi ( http://www.zabalaza.net )

Güney Afrika Ulaşım İşçileri Sendikası’nın (SATAWU) üyelerine Zimbabwe’ye gönderilecek Çin silahlarını boşaltmayı ve taşımayı yasaklayan kararını selamlıyoruz ve destekliyoruz. Bu işçi sınıf dayanışmasının ve enternasyonalizmin cesaretlendirici bir işaretidir ve bu tür eylemlerin gerçekten silahların hedeflerine, yani Zimbabwe Savunma Kuvvetlerine, ulaşmasına engel olacağını umuyoruz.

Aynı zamanda ulaşım işçileri başarısız olursa, Zimbabwe cumhurbaşkanı Robert Mugabe’nin dostları direnişi atlatmanın bir yolunu bulursa, Zimbabwe halkının yanında olan herkesin tavır almaya hazır olması gerekir. SATAWU’nun eylemi silahların Günay Afrika toprakları üzerinden imbbawe’ye ulaşmasını durduramazsa ülkedeki tüm ilerici kuvvetleri müdahalede bulunmaya çağırıyoruz.

29 Mart 2008’de Zimbabwe’de parlamento, başkanlık ve belediye seçimleri gerçekleşti. Bu, Demokratik Değişim Hareketi’nin (MDC) Robert Mugabe’nin 28 yıllık iktidarını yerinden etme denemelerinin sonuncusunu temsil ediyordu. Bir dizi çekişmeden sonra bu denemeler 2000 yılından beri bir kördüğümle sonuçlanmıştı.

Parlamento seçimlerinin sonuçları MDC’nin dar bir çoğunluğa sahip olduğunu gösterdi, ama başkanlık seçimleri anlaşılmaz şekilde ertelendi. Bunun hedefi, büyük olasılıkla Mugabe’nin ejimine yoksullaştırılmış ve zalimce yönetilen kitleler üzerindeki otoritesini yeniden gösterme fırsatı vermekti.

Gerçekler dünyanın ilerici güçleri tarafından ve ekonomik, toplumsal ve siyasal eşitlik ve adalet için mücadele edenlerce iyi biliniyor. Şimdi Mugabe’nin bu açık tutumu karşısında, roketatarlar ve kalaşnikoflar içeren Çin silahları sevkiyatı biçiminde yeni bir tehlike gündeme geldi. Bunların Zimbabwe’deki demokratik güçleri bastırmak için kullanılmasından ve bunun sonucunda da binlerce Zimbabwe’linin hayatını kaybetmesinden korkuyoruz.

Zimbabwe halkının ırkçı egemenliğe karşı kahramanca direnişini ve 1980’de Ian Smith rejimini başarıyla alt etmelerini hatırlıyoruz. Direniş hem Zanla ve Zipra gerillalının dahil olduğu çoğulcu, hem de beyaz “Rodezya”lıların çoğunluğu bağımsızlıktan sonra ülkeyi terk etmeyi tercih etse de çok-ırklı bir yapıya sahipti.

Ama apartheid kalıntılarının suikast denemelerini göz önüne alındığında bir miktar gerçekliği olsa da Mugabe’nin paranoyasının halkın davasına verdiği büyük zararı da biliyoruz. Matabeleland’ın [1] ölüleri için ve Murambatsvina Operasyonu [2] sonucunda yerinden edilenlerin adalet çığlıkları bu zararı en iyi şekilde gösteriyor.

Şimdi tüm dünyanın gözleri önünde – ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu tahmin edildiği gibi bilindik etkisiz “taahhüt”leri arasında sallanırken – Mugabe sadece muhalefetin bir adım önüne geçmedi, halkının geleceğini de çaldı.

Basın mensupları ülkeden atılıyor ve seçim gözlemcileri çoktan kaçtılar. Artık sokaklarda akacak olan kan görünmez ve denetlenemez olabilir: İşkenceler, cinayetler, tahliyeler, mala el koymalar ve saldırılar hakkında sınırlı raporlar gelmeye başlıyor.

Ve şimdi bu rejime Çin silahı sevkiyatını suçüstünde yakaladık. Gerilemesinin son aşamasındaki bu rejim, dünyanın en yüksek enflasyon oranlarına ve düşünülebilecek en çirkin toplumsal çürüme belirtileri sergileyen bir egemen sınıfa sahip.

Tüm ilerici grupları, örgütleri ve bireyleri barışçıl yollarla veya gereken şiddeti kullanarak dünyanın en berbat diktatörlüklerinden birine silah sevkiyatını fiziksel olarak engellemeye çağırıyoruz. Bu çağrı, dünyanın ilerici kuvvetlerini bu konuyu gündeme taşımaya ve olası katliamları engellemeye de davet eder.

Bunlar yapılabilir: * Güney Afrika liman otoritelerine silah sevkiyatının bu topraklara ayak basmaması için bası yapmak;

* Güney Afrika, Çin ve Zimbabwe elçiliklerini, bu devletlerin sıradan insanlarına değil, hükümet temsilcilerine karşı nöbetler, protestolar ve diğer şiddet içermeyen doğrudan eylemlerle hedef almak;

* Sevkiyatın planlanan rotası ve şekli hakkında bilgileri toplamak ve yaymak;

* Bu rotaları şiddet içermeyen yollarla keserek silahların hedeflerine ulaşmasını engellemek;

* Eğer silahlar oraya erişirse, Güney Afrika-Zimbabwe sınırını kapatmak;

* Ulaşım işçilerinin silah sevkiyatını boşaltma ve ulaştırmayı reddetmelerine destek olmak ve sürdürülmesine yardımcı olmak;

* Bu görevde baskı altına alınabilecek ulaşım işçilerinin ve diğer herkesin yanından olmak;

* Bu mücadeleyi doğrudan Çin’in Tibet halkını bastırma seferberliğini parçalamaya yönelik uluslararası muhalefete bağlamak ve 2008 Olimpiyatlarını milliyetçi spor karşılaşmalarının devasa insan hakları ihlallerini gizlemek için kullanıldığı Nazi Almanya’sındaki 1936 Olimpiyatlarının bir benzerine çevirmek.

Bunları biliyoruz:

* Çin Okyanus Ulaşım Şirketi’ne ait An Yue Jiang adlı bir Çin gemisi Zimbabwe’ye gönderilecek silahları Durban limanına bırakmış durumda.

* Kargo, küçük silahlar ve kalaşnikoflar için yaklaşık üç milyon mermiyi, 3 500 havanı ve havan topunu ve roketatarlar için 1 500 roketi kapsıyor ve toplam değeri 1,2 milyon dolar.

* Geminin sevkiyat işlemlerinin seçimlerden sadece üç gün sonra tamamlandığı iddia ediliyor.

* SATAWU silah sevkiyatını boşaltmayı ve taşımayı reddediyor, ama bu başka birinin bunu yapmayacağı anlamına gelmiyor.

* Zimbabwe’nin başkenti Harare’de on kadar silahlı Çin askerinin askeri yetkililerle beraber olduğu görülmüş.

SEVKİYAT HALKIN DOĞRUDAN EYLEMİYLE DURDURULMALI!

MUGABE DÜŞECEK! BİZ, AFRİKA HALKI, ONUN YERİNE GEÇECEĞİZ!

Notlar: [1] 1982-83 yıllarında gerçekleşen Matabeleland Katliamı iktidardaki ZANU-PF’nin Matabeleland bölgesinde yaşayan Ndebele halkına karşı giriştiği bir etnik temizlikti. Yaklaşık 20 bin insanın hayatına mal oldu.

[2] İngilizceye Çöpü Atma Operasyonu olarak da bilinen Murambastvina Operasyonu, gecekondu mahallelerine yönelik şiddetli bir temizlik hareketıydı. 2,4 milyon insnaın yerinden edilmesiyle sonuçlandı. Bkz.

http://en.wikipedia.org/wiki/Operation_Murambatsvina

Kaynak: http://www.anarkismo.net/newswire.php?story_id=8662




Pippa Bacca’nın tecavüze uğrayarak katledilmesini protesto eden kadın örgütleri, Ankara Kızılay Atatürk Bulvarı'nı trafiğe kapattı. “Tecavüz her yerde öfkemiz büyük” pankartını açan kadınlar, daha sonra Gima önünde bir açıklama yaptılar.


Sendikalaştıkları için işten atılan ve mücadelerini aylardır işyerlerinin önünde sürdüren Yörsan işçileri, Arçelik işçileri, Cerrahpaşa ve Çapa hastanesi'ndeki temizlik işçileri birbirinin sesine ses gücüne güç katmak için bir araya geliyorlar.

Sendika hakkımız için 19 Nisan Cumartesi günü saat 14.00'de Taksim Tramvay durağında buluşup topladığımız binlerce imzayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na göndermek için Galatasaray Postanesi'ne yürüyoruz.

Tüm emekçileri ve duyarlı herkesi gücümüze güç, sesimize ses katmaya çağırıyoruz.

Ya hep beraber ya hiçbirimiz…



Toplam 21.5 ay hapis cezasına çarptırılan, 7.5 ay hapis yattıktan sonra infaz yasası gereği 28.07.2007 de tahliye edilen vicdani retçi Halil Savda, Yargıtay tarafından onanan, “emre itaatsizlikte ısrar” suçlamasıyla ikinci kez yargılanarak mahkum edildiği 15.5 aylık hapis cezasını çekmek üzere bir kez daha Çorlu Askeri Hapishanesi'ne götürülüyor.

Vicdani retçi İsmail Saygı'nın Maltepe Askeri Cezaevi'nde şiddet görmesini ve tutuklanarak Kars'a gönderilmesini protesto etmek için 27 Mart 2008, Perşembe günü, saat 13.00'de Galatasaray Meydanı'nda yapılan Vicdani Retçi İsmail Saygı ile Dayanışma İnisiyatifi'nin basın açıklamasını okuyan Halil Savda, polis tarafından yapılan kimlik kontrolünde gözaltına alınmıştı.

[ savaskarsitlari.org ]

haberin tümü



Ocak 2003'te kuruluş nedenlerini “Bağımsız Basın Merkezi - İstanbul (Indymedia-İstanbul) girişimi genelgeçer ve ‘egemen' basın yayın organlarının ya da/ve de kartellerinin, dünya ve ülke egemenlerinin yandaş olduğu statükolar doğrultusunda, birçok gerçeği haber süsü altında çarpıtarak hatalı/yanlış ya da eksik istihbarat/bilgi/veri sağlamalarından rahatsızlık duyan bir grup insanın meydana getirdiği bir oluşumdur.
Bu girişim Türkiye içinde ve dışındaki haber edinme kaynaklarını göz ardı etmeksizin kendi haber ağını oluşturmayı ve Türkiye ile dünyada mümkün olan en geniş kitlelere - internetin ülke insanlarınca hâlâ zor ulaşılabilen bir iletişim aracı olması gerçeğine karşın - sesini duyurmayı amaçlamaktadır.
Site Türkiye'de ‘neyin, niçin, nasıl, nerede, ne zaman ve kim tarafından' yapıldığını aktaran ve her türlü basınsal çarpıtmaların yıkıcı etkilerine karşı duran bir oluşum olmak amacıyla yola çıkmıştır ve yoldadır.
Bağımsız Basın Merkezi-İstanbul (Indymedia-İstanbul) egemen basın yayın kanalları aracılığı ile sesini duyuramayanların sesine aracılık edecektir.”
metniyle açıklayarak yayına başlayan ve aradan geçen beş yılda bu ilkelerinden taviz vermeden yayın hayatını sürdüren İstanbul Indymedia'ya erişim engellendi.

Erişimin engellenmeye başlandığı saatlerde sitede şu yazı görünüyordu: BU SİTEYE ERİŞİM ENGELLENMİŞTİR / Gaziantep Araban Sulh Ceza Mahkemesi , 21/03/2008 tarih ve 2008/418-171 nolu kararı gereği bu siteye erişim TELEKOMÜNİKASYON İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'nca engellenmiştir. Bunun üzerine Araban'a giden avukatlar Araban Sulh Ceza Mahkemesi'nin böyle bir kararı olmadığını öğrendiler. Avukatlar Araban'dan ayrıldığı saatlerde sitemiz bir süreliğine açıldı. Çok kısa bir süre sonra ise siteye erişim tekrar engellendi ve bu sefer sitede “BU SİTEYE ERİŞİM ENGELLENMİŞTİR / Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi , 21/03/2008 tarih ve 2008/418-171 nolu kararı gereği bu siteye erişim TELEKOMÜNİKASYON İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'nca engellenmiştir” yazısı görünmeye başlandı. Aynı tarihler ve karar numarası olmasına karşın sadece mahkemeler değişmiş, Gaziantep Araban Sulh Ceza Mahkemesi'nin yerini Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi almıştı. Şu an için siteye erişim Türk Telekom DNS'leri üzerinden hala engelleniyor.

Indymedia sansürle susturulmaya çalışılıyor. Ama sadece çalışılıyor, çünkü internette sansürün teknik olarak olanaklı olmadığını TC savcıları henüz öğrenemedi. Indymedia yayınına devam ediyor. İstanbul Indymedia'ya farklı yollardan ulaşabilirsiniz. Bu yollardan bazıları:

  1. http://istanbul.bbm.indymedia.org adresi.
  2. http://anonymouse.org/anonwww.html adresi üzerinden bağlantı
  3. Ağ bağlantınızın DNS ayarlarını değiştirmek.

2. ve 3. yöntemi engellenen tüm sitelere erişim için de uygulayabilirsiniz.

Sitemizin farklı adreslerden değil kendi adresi http://istanbul.indymedia.org üzerinden izlenebilmesi için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. http://istanbul.indymedia.org adresinden yayınımız halen devam ediyor, Türkiye'den Türk Telekom bağlantıları ile siteye ulaşmaya çalışan ve engellenen izleyicilerin sitemize ulaşması için kullanabilecekleri yöntemleri duyurursanız İstanbul Indymedia'yı susturmaya yönelik bu uygulamayı kolaylıkla aşabiliriz.

Dayanışmayla.

İstanbul Indymedia - BBM Gönüllüleri

haberin tümü



[   Eski Haberler  ]

İstanbul IMC'ye katıl !

İstanbul-bbm [ sayfabaşı ]

SVAS MADIMAK UNUTULMADI UNUTULMAYACAK! J20 3:57PM

Ufuk Uras Hem yanl söylüyor üstelik yalan söylüyor .. Mehmet Akça J20 3:46PM

TÜRK MLL TAKIMININ MUCZESNN SIRRI ÇÖZÜLDÜ J20 2:45PM

Demand American Radio Except Our Calls for Open Debate J20 2:08PM

DERSM PÜLÜMÜR DE DDETL ÇATIMA J20 10:13AM

Mesut Ylmaz: UU için liberal dedi. J20 9:25AM

FASiSTEMEP J20 8:46AM

Sivas KKatliam için baknz J20 7:52AM

Hong Kong'da Uluslararasi Göçmenler Birlii Kuruldu J20 7:04AM

Sosyalist Gençlik Birlii balatt kurulu çalmalarna devam etmektedir. J20 4:43AM

Asimilasyon ve Lazlar J20 4:34AM

Hafzasn Yitirmi Kültürsüz Kültür Bakan J20 4:25AM

ODAK Direnisin Sesi Yeni Sayisi Cikti! J20 3:24AM

ODAK Direniin Sesi Yeni Says ÇIKTI! J20 3:23AM

Rock-a(lternatif) sahne program J20 3:03AM

Arif SEVNÇ: Kürtlerin bilincinde yaadklar topraklarn ad Kürdistandr J20 1:09AM

Dersim'de K Yaamnn Belgeseli J19 5:24PM

gümbür gümbür geliyoruz J19 2:49PM

2. Gülsuyu Sanat ve Hayat Kültür Festivali J19 2:31PM

DERSIM SEHITLERI ÖLÜMSÜZDÜR J19 10:07AM

yasakl sitelere girin J19 9:38AM

'25 yl aalanma ve tehditten sonra hakl olduum ortaya çkt...' J19 9:14AM

BRLN TEOR VE YÖNTEM ÜZERNE J19 9:05AM

Berlin'de Kentsel Dönüüm Projelerine Kar Eylem J19 8:17AM

ESP'de BLMEZM GREV'N NE OLDUUNU J19 7:45AM

KARANLIK MKP VE KEMAL KUTAN J19 6:39AM

Avrupa Birliinin Dönü Yönergesine dair açk mektup J19 5:26AM

SZLK, YOKSULLUK KADERMZ DELDR MiTiNGi J19 5:22AM

YUMRUKLU YILDIZ ALNIMIZIN AKIDIR J19 5:19AM

Hiçbir Güç Türkülerimizi Söylememizi Engelleyemez! J19 5:14AM

Saidi Nursu deztekli UU yine çuvallad J19 4:42AM

agf, %52 , alakaszlar , çayr çimen , rock-a , sosyal ekoloji J19 4:35AM

GENCLERE MUHPIRLIK DAYATMASI J19 12:16AM

İsyan ve Direniş Haberleri (19.06.2008) J18 2:29PM

hijyenizm, şiddet ve deniz gezmiş J18 2:10PM

R.T.R J18 1:11PM

Mücadele Birliği Web Sitesi Yenilendi J18 1:07PM

38 Yıl Sonra 15-16 Haziran’ın Önemi J18 12:35PM

İşçi Mücadelesi BAŞ YAZI J18 11:46AM

BİR ÖLÜM DE ALİAĞA'DA J18 10:20AM

KASTAMONU'DA TERSANEDE PATLAMA: 2 YARALI J18 10:18AM

Atılım Atıyor mu J18 9:33AM

MAMAK`IN SAKiNI DEGiL, SAHiBiYiZ! J18 8:59AM

Hatirla Sevgili J18 8:29AM

Yolculuğumuz uzun.. J18 7:28AM

--- Erdal Erzincan Keçiören'de --- J18 6:47AM

FATİH ALTAYLI'DAN J18 6:19AM

ikitelli J18 5:25AM

Tuzla'da bir şeyler oluyor. J18 3:30AM

Şanlı 15-16 Haziran İşçi Direnişi Bize Yol Göstermeye Devam Ediyo J18 2:42AM

Sömürgeci zulüm, dağlar ve mücadele 1 / Ferhat Üçoluk J18 2:41AM

İKTİDAR ÇEKİŞMESİNDE YENİ BİR AŞAMA! / M. Can YÜCE J18 2:38AM

FEDA EYLEMLERİ ÜZEERİNE / M. Can YÜCE J18 2:37AM

NEDEN BİRLEŞİK MÜCADELE? / M. Can YÜCE J18 2:33AM

Madimak Hala Yaniyor J18 2:32AM

Dersim Ve malatya'da DHP'ye operasyon J18 2:25AM

“İyi, Doğru, Güzel” Hakkında… J18 12:25AM

Che:“savaşmayan gerilla ölü gerilladır.”... J18 12:24AM

İŞÇİ MÜCADELESİ J17 1:40PM

GELECEK GAZETESI YARIN TÜM BAILERDE J17 12:17PM

HAK, HUKUK VE ADALET ARAMA MÜCADELESI! J17 12:01PM

SOL NEDİR ? J17 11:45AM

Ankara'da Patlama: 1 Ölü J17 8:51AM

17'LER ÖLÜMSÜZDÜR.! J17 7:36AM

ÖDP isatanbul Forumu: Baska Bir Turkiye Icin Sol Secenek J17 7:14AM

TAKSAV SEMPOZYUM: KÜRT SORUNU VE SOL J17 7:10AM

'Açık' kadınları topladılar J17 6:31AM

Tersane İşçilerinin Grevinde Anarşistler J17 6:18AM

ÖDP Ankara Gökcek`i protesto etti J17 6:04AM

A RH + ACİL KAN GEREKİYOR !!! -- İZMİR -- J17 4:56AM

İnternette Sansüre Hayır Kampanyası J17 1:46AM

“Acıgerçek,… ‘bizi yükselten’ yalandan daha yararlıdır” J16 10:50PM

Paşa paşa bu millet geri zekalı değil! J16 10:36PM

FUTBOL:FAŞİZMİN YÖNETMEDEKİ ARACI J16 1:56PM

Açlık grevindeki yöneticinin videosu J16 1:47PM

İzzettin Beyi Kim Konuşturuyor ? J16 1:25PM

Tuzla Grevi J16 1:08PM

Nazım'a yapılan Fethullha'a Yapılmasın(!) J16 1:02PM

Facebook Çevik Kuvvetleri J16 1:02PM

Giresun'lu Gençler' İtaat Etmiyoruz' Dedi J16 12:59PM

hatirlatma J16 12:52PM

ÖDP Ankara: Gökcek Halki Kanser Ediyor J16 12:40PM

ÖDP:Antalya ve Gebze`den sonra 21 Haziran`da Trabzonda`yiz J16 12:35PM

BOYLE PANKART YOK J16 11:29AM

www.TURkhackGRUP.COM J16 9:56AM

MHP MİSYONU Mehmet Akça J16 9:01AM

El Che,Maraş Katliamı ,Keşke Olmasaydı ,Hoşcakal yarın J16 7:47AM

BU NASİL "CEKİRDEK"CİLİK!! J16 7:19AM

http://www.kayiplar.com/kayiplar_tv.html J16 7:19AM

Sibel Özbudun Baykal'ın sözünü değerlendirdi J16 5:59AM

Ufuk Uras TRT 1'de saat:22.45'te canlı yayında J16 3:00AM

Facebook'ta 'tuhaf' polis mesajları... J16 2:47AM

HAK, HUKUK VE ADALET ARAMA MÜCADELESİ! J16 2:36AM

"Tunceli Kır bekçisi" de korucu da olmayacaklar J16 2:07AM

Youtube Zahmetsiz giriş J16 12:44AM

AB'den sonra ABD'de AKP'ye destek verdi J15 6:17PM

Yaşam savunusu için 'G R E V'... J15 3:13PM

Radyasyon ve Deve Kuşu / Yalçın Ergündoğan J15 2:19PM

ÖDP İzmir üyeleri Erdoğan ı protesto etti.... J15 2:12PM

15-16 HAZİRAN BÜYÜK İŞÇİ DİRENİŞİ VE DEVRİMC& J15 1:59PM

Mücadele Birliği Web Sitesi Yenilendi J15 10:09AM

AKLA ZIYAN KAMPANYA!!!!! J15 9:06AM

Otoriter devlete karşı bireyin zaferi: Özkoray hukuk mücadelesini kazandı J15 5:45AM

ÖDP Gebze mitingi yapıldı J15 4:01AM

ÖSS VE OKS YE KARŞI MÜCADELE J15 2:52AM

Cogunluk ve hakimiyet... J15 2:51AM

TAKSİM AYIŞIĞI'NDA 15-16 HAZİRAN ETKİNLİĞİ J15 1:55AM

İsyan ve Direniş Haberleri (15.06.2008) J15 1:44AM

TARAFINI SEÇ! (16 Haziran'da Tuzla'dayız) J15 1:42AM

Göğü Fethe Çıkanlara Selam Olsun J15 12:42AM

yürekli J14 5:02PM

DERSİM HALKI DİRENECEKTİR J14 2:16PM

Atatürk'ü Kimler Sever?.. J14 12:46PM

“Bizim Taraf”dan Olmak! J14 10:20AM

2008 ÖSS J14 10:02AM

FASIST DEVLETIN MERCAN KATLIAMI YIL DÖNÜMÜNDE J14 9:45AM

Ayışığı Sanat Merkezi Tuzla Grevinde. J14 8:46AM

Tanrı Zeka İlişkisi J14 8:45AM

Önsöz Dergisi Bahar-Yaz Sayısı Çıktı! J14 8:45AM

Tutsak Anarşist Retçi'nin Avukatı'ndan Basın Açıklaması J14 8:31AM

Kararimiz Kesindir ! J14 7:43AM

Latin Amerikalı emekçiler Yörsan emekçileriyle buluştu J14 7:40AM

ADHD Gözaltı ve Tutuklamaları Protesto Etti J14 4:07AM

Göğü Fethe Çıkanlara Selam Olsun J14 3:36AM

DHP'den açıklama J14 3:30AM

barış analarının vicdani reddi J14 1:44AM

Başbakan'a Nükleer Protestosu J14 1:30AM

tkp nin kafası karışmış J14 1:04AM

Uras Fethullahçıları çok sevdi J14 12:40AM

Vesyeli Arıyoruz! J14 12:37AM

iYi Ki DOGDUN CHE! J13 3:43PM

unutma onlar bizim co.......! J13 3:00PM

SDP tersane işçilerine destek verecek J13 2:40PM

Ekvador’da Correa’ya suikast iddiası ... J13 10:08AM

Geleceğimizi İstiyoruz İstanbul Girişimi Tersanedeydi J13 6:55AM

ÖDP:İŞ CİNAYETLERİNE SON! YETER! SÖZ İŞÇİNİN J13 6:27AM

ispanyol anarşist grup SİN DİOS J13 5:53AM

AKP nin paketinden silah cikti J13 5:34AM

ESP'liler grev için gaza bastı J13 5:14AM

Gülsuyu esnafı tersane grevinin yanında J13 5:13AM

Adana’dan Tuzla grevine destek J13 5:12AM

Okmeydanı halkı Tuzla için yürüyecek J13 5:11AM

Tersane Patronu: "İşçi ölebileceğini bilmeli" J13 5:02AM

İsyan ve Direniş Haberleri J13 5:02AM

KONYA DHP ye gözaltılarla ilgili burjuva basına yansıyanlar J13 4:44AM

Örgütten kastı baro, Laz Kazım'dan kastı da Kolcuoğlu :) J13 4:39AM

Konya'da gözaltına alınanlar adliyeye sevk edildi J13 3:57AM

Politeknik J13 3:55AM

bilgsayarınızdaki acıkları kapayın!!! J13 2:31AM

32.Gün Programında Hakan Gülseven ve Gazateciler Tuncay Özkana Karşı! J13 12:26AM

Aydınlar: ‘Baykal avucunu yalayacak’ J12 11:50PM

Kamber Ateş nasılsın?... J12 11:39PM

saflarımızı terhedenler hakkında :tazeleme J12 5:54PM

ABİDİN KAYA radyo62'nin konuğu tüm canları bekleriz J12 1:11PM

TAYAD'LI AiLELER J12 1:01PM

MKP-HKO ONYEDiLER! J12 1:01PM

EYLEMSEL YETKE J12 10:09AM

KRİZ DERİNLEŞİYOR,SAFLAR NETLEŞİYOR J12 9:00AM

Veysel Güney üzerine J12 7:47AM

ÖDP: ÇAYDA FINDIKTA SÖMÜRÜYE SON MiTiNGi J12 7:12AM

UMUTLA , COSKUYLA DOSTLARLA BULUSUYORUZ.. J12 7:09AM

Ölürsem Sebebi Sensin J12 7:08AM

Herkese İş, İşçiye Hak, AKP‘ye İhtar Mitingi J12 7:03AM

Mehmet Bal'a özgürlük J12 6:59AM

bir bürokrat J12 4:55AM

SİVAS GENCSEN J12 4:25AM

SOL DAMARINI ARIYOR! J12 3:49AM

A. Kadir Konuk ile Politika Üzerine / Ali Barış KURT J12 3:08AM

VİCDANİ RETÇİLERE GÖZALTI HABERİ J12 1:59AM

ÖZGÜRLÜK VE SOSYALİZM İÇİN HAYDİ MÜCADELEYE J12 1:55AM

I love Humeyni! J12 1:30AM

sdp J12 1:06AM

Askere Gitmemek J11 11:43PM

Veli Küçük'ün başdöndüren derin ilişkileri! ... J11 10:48PM

http://www.kayiplar.com/images/iletisim2.jpg J11 4:31PM

ORTADOĞU'DA İŞGALE KARŞI SANAT J11 3:50PM

68' YARATANLAR VE YARGILAYANLAR Teslim TÖRE J11 11:31AM

Devrimci Yolcu olmak,Veyseli anlamak ... J11 8:17AM

son yorumlar

IMC Network: www.indymedia.org africa: ambazonia canarias estrecho / madiaq nigeria south africa canada: alberta hamilton maritimes montreal ontario ottawa quebec thunder bay vancouver victoria windsor winnipeg east asia: japan manila qc europe: alacant andorra antwerpen athens austria barcelona belgium belgrade bristol bulgaria croatia cyprus estrecho / madiaq euskal herria galiza germany grenoble hungary ireland istanbul italy la plana liege lille madrid marseille nantes netherlands nice norway oost-vlaanderen paris poland portugal romania russia scotland sverige switzerland thessaloniki united kingdom west vlaanderen latin america: argentina bolivia brasil chiapas chile colombia ecuador mexico peru puerto rico qollasuyu rosario santiago sonora tijuana uruguay valparaiso oceania: adelaide aotearoa brisbane darwin jakarta manila melbourne perth qc sydney south asia: india mumbai united states: arizona arkansas atlanta austin baltimore binghamton boston buffalo charlottesville chicago cleveland colorado danbury, ct dc hawaii houston hudson mohawk idaho ithaca kansas city la madison maine miami michigan milwaukee minneapolis/st. paul new hampshire new jersey new mexico new orleans north carolina north texas nyc oklahoma philadelphia pittsburgh portland richmond rochester rogue valley san diego san francisco san francisco bay area santa barbara santa cruz, ca seattle st louis tallahassee-red hills tennessee urbana-champaign utah vermont western mass worcester west asia: beirut israel palestine process: discussion fbi/legal updates indymedia faq mailing lists process & imc docs tech volunteer projects: print radio satellite tv video regions: oceania united states topics: biotech

2003-2007 İstanbul Indymedia - Hiçbir hakkı saklı değildir. Gizlilik  | Tekzip | Sf-active